Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 36,5088 | 36,5746 | |
EURO | 39,7755 | 39,8471 | |
HACI RİZVAN YILMAZ
Köyümüzün eski Muhtarlarından olan Rizvan Yılmaz 1904 yılında doğmuştur. O tarihlerde köyümüzün en zengin kişilerinden birisi olan Demiralı Yılmaz’ın oğlu olan Rizvan Yılmaz, doğum tarihi itibariyle, tarihsel konjonktürden bakılarak değerlendirilmesi gereken mümtaz şahsiyetlerden birisidir.
Rabbi tarafından kendisine takdir edilmiş olan 79 yıllık ömür sermayesini tamamlayıp, yine Rabbinin “İRCİ’Ğ” ilahi emrine muhatap olarak 1983 yılında vefat etmiş olan Rizvan Yılmaz’ın İmamlar Mahalle camisinin yanında bulunan, kaim pederi Hacı Rasim Yılmaz aile kabristanlığında meftundur.
Rizvan Yılmaz yaşamış olduğu zamanın şartlarının getirmiş olduğu gereklilikler neticesinde, çok genç yaşına rağmen (16-17 yaşlarında), birçok kişilerde müşahede ettiğimiz gibi, Askerde iken vefat eden üvey kardeşinin hanımı olan Şakiye nine ile evlendirilmiştir. Bu gün bize biraz garip gelen bu olaylar o zamanın şartlarında bir mecburiyet, bir zorunluluk olarak addedilirdi. Ortada korumaya muhtaç bir eş ve varsa çocukların korunması dinimizin de bir vecibesi, bir gereğidir. Açlığın ve sefaletin kol gezdiği bir ortamda ailenin bir parçası olan şahıs ya da şahısları ulu orta bırakıp, Kurda, Kuşa yem olmasına kimsenin gönlü razı olmaz, olamazdı. Bunun insani ve vicdanı bir vazife olduğu göz önünde bulundurularak olayın bu yönüyle değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ortada yadırganacak bir durum yok, aksine bir gereklilik vardır. Bazı olumsuz olayların cereyan etmiş olması ise, birer istisnadan ibarettir. İstisnalar ise kaideyi bozmaz.
Rizvan Yılmaz’ın Şakiye nineden biri kız, biri erkek olmak üzere iki çocuğu dünyaya gelmiştir. Kızı çocuk yaşlarında vefat etmiştir. Oğlu ise 25-30 yaş üzeri her köylümün çok iyi tanıdığını tahmin ettiğim çok değerli, çok muhterem, çok şefkatli ve çok merhametli bir insan olan Hacı Mustafa Yılmaz, Nam’ı diyar Kambur Mustafa’dır.
Benim ilk mütemmidim ve rahmetli hacı babamın sadık dostu hacı Mustafa Yılmaz başlı başına ayrı bir yazışma konusu olmakla beraber, isminin geçtiği her yazıda kendisinden söz açılınca onun için özel bir parantez açmazsam kendimi suçlu addeder, Rahmetli Mustafa amcamızın manevi şahsiyetine de saygısızlık yapmış olurum gibi geliyor bana.
Bazı şahsiyetlerin portrelerini çizmeye ne kalem muktedir olabilir, ne de tuval bu ağırlığı taşıyabilir. Bazı şeyleri anlatırken sık sık duyarız; anlatılmaz yaşanır veya anlatılmaz tadılır diye söylenir. Hacı Mustafa Yılmaz da anlatılmaz, anlatsak da bu yazı burada bitmez. Hacı Mustafa amcamıza rabbimden gani gani rahmet temenni ederek, yazımızın konusu ola Rizvan dedemize geri dönelim inşallah.
Rizvan dedemiz genç yaşta yapmış olduğu bu zorunlu evlilikten sonra, dört yıllık askerlik hizmetinin nihayete ermesi ile köye geldikten sonra, eşinin de gönlünü alarak, ikisinin de rızası doğrultusunda ikinci evliliğini yapmıştır.
Rizvan Yılmaz ikinci evliliğini Hacı Rasim dedenin kızı Yosma nine ile yapmıştır. Hacı Rasim Yılmaz’ı tanımlarken, o zamanın devrinde “Attığını vuran, tuttuğunu koparan, gözünü budaktan esirgemeyen” bir şahsiyet olarak beyan etmemiz onu izaha yeterli bir tarif olmamakla birlikte, azda olsa akıllarda bir çağrışım oluşturabileceği kanaatindeyim. Bu hususta Rasim Yılmaz ile ilgili yazının yeniden okunması tavsiyemizdir.
Hacı Rasim Yılmaz’ın kızını kaçıran Rizvan yılmaz uzun bir müddet gözlerden ırak bir hayat yaşar. Daha sonra köyün ileri gelenlerinin araya girmesi ve Haci Rasim Yılmaz’ın ikna edilmesiyle sulh sağlanmış olur. Rizvan dede müstakbel kaim pederinin elini öperek barış sağlanmış olur.
Rizvan Yılmaz’ın Yosma ninemizden; Fazlı, Emin, Hanefi (Babası gibi eski Muhtarlarımızdan), Demir ali ve Cemil olmak üzere beş erkek, Huriye, Hafize, Güleser, Ayşe ve Fatma olmak üzere beş kız çocuğu olur. Toplamda altısı erkek, altısı kız olmak üzere on iki çocuğu olan Rizvan Yılmaz dedemiz bir düzine evlat sahibi olmuştur.
Rizvan Yılmaz dedemizin kızlarından Huriye; Papayıne Mahallesinden Mustafa oğlu hafız Ensar Yılmaz ile evlenmiştir. Hafize ise; şimdiki muhtarımız olan Kemal Yılmaz’ın babası Şakir Yılmaz ile evlenmiştir. Güleser; Rize ili Kalkandere (Karadere) ilçesinden Soy isimleri “Kavrak” olan birisiyle evlenmiştir. Ayşe; Gürdere (Ethone) köyünden çoğunluğun yakinen bildiği ve tanıdığı, İkizdere adliyesinde uzun yıllar kâtiplik, noterlik ve dava vekilliği yapan Ahmet Durmuş ile evlenmiştir. Fadime ise; Rizvan dedenin öz kardeşi olan Abdullah (sağır) oğlu Yaşar ile evlenmiştir. Rizvan dede başta olmak üzere, zürriyetinden ölmüş olanlara gani gani rahmet, hayatta olanlara ise hayırlı uzun ömürler temenni ederim.
Rizvan Yılmaz mir müddet İstanbul ilinde o tarihlerde Haznedar taş ocaklarında çalıştığı bilinmekle beraber daha çok Andon deresinde ve Cimil deresinde yapılan yollarda Amele çavuşluğu yaptığından Rizvan çavuş olarak bilinmektedir. O zamanlarda Devlet tarafından Askerlik hizmeti gibi mecburi hizmet olarak ifa edilen yol çalışmalarında çavuşluk yaptığından dolayı Rizvan çavuş olarak bilinmektedir. Köyümüzde bu şekilde tanınan Yusuf çavuş, Fazlı çavuş, İdris çavuş gibi şahsiyetler vardır. Çavuşlar: Güçlü, kuvvetli, dirayetli, toplumu veya bulunmuş olduğu topluluğu sev ve idare etme kabiliyetine sahip insanların seçilerek Devlet tarafından veya grup tarafından görevlendirilen kimselerdi. Mesela Ormanda tomruk işinde çalışmak üzere oluşturulan grubu yöneten kişiye “mekta” çavuşu denirdi.
O zamanlar her evden erkek çocuklarının yol hizmetlerinde çalışması mecburi idi. Erkek evladı olup da yolda çalışmayanlar, Devletin tahsildar memurları tarafından tespit edilip para cezasına çarptırılırdı. Yol çalışması, Ruhsal ve fiziksel olarak çalışamayacak durumda olanların haricinde her erkeğin yapması gereken mecburi hizmetlerden birisiydi. Çalışanlar belirli bir ücret alıyor olsa da, çalışmayanlar Yol parası adı altında mecburi bir vergi türü ile para ödemek zorundaydı.
Yol çalışmalarında Çavuşların görevi, kendilerine verilen grubu sevk ve idare ederek belirlenen işin zamanında ve doğru düzgün olarak bitirilmesini sağlamaktı. Bugün asfalt ve çift şerit olarak, Cimil deresi boyunca Cimile kadar uzanan ve üzerinden geçmekte olduğumuz Cimil yolu, çoğu kısımları lağım (dinamit) patlatmak suretiyle kazma ve kürekle açılmıştır. Yolun geçmiş olduğu her kayada, ayakların basmış olduğu her yerde ecdadın nasırlı ellerinin izleri vardır.
Ne yapalım? Bizde şimdi kazma küren mi çalışalım? Yolumuz asfalt olmasın mı? Diyenleri duyar gibiyim. Olsun tabi olsun. Yolumuz değil asfalt veya çift şerit, yolumuz duble olsun. Her Mahalleye değil her eve yol ulaşsın. Helalinden olmak kaydıyla, İnsanoğlu her şeyin en iyisine layıktır. Amacımız; geçmişle bağı koparmadan, geleceğe yön vermek ve ecdadı hayırla yâd etmektir.
Çocuk, genç ve yaşlı demeden herkesin mutlaka, ama mutlaka görmesini arzu ettiğim Çanakkale şehitliğine her gittiğimde ve her okuyuşumda içimin titrediği, Türk şair Necmettin Halil ONAN tarafından yazılmış olan “Çanakkale Geçilmez” adlı şiirden Kilit Bahir sırtlarında yazılmış olan “DUR YOCU! BİLMEDEN GELİP BASTIĞIN BU TOPRAKLAR BİR DEVRİN BATTIĞI YERDIR” mısralarında olduğu gibi bizlere bu toprakları yurt yapan, vatan yapan ecdadımızın yaşamış olduğu o döneme dikkat çekip geleceğe ışık tutmak ve ecdadı hayırla yâd ederek, köyümüzde taş üstüne taş koyan geçmişimizi unutmadan, unutturmadan gelecek genç dimağlara nakletmektir. Sefer bizden, Zafer Yüce Mevla’dandır.
1974 yılında Rize ili genelinde günlerce devam eden aşırı yağmurlar neticesinde birçok yerde selinti olmuş, köy yolları sele gitmiştir. Bu selintilerde Rizvan Yılmaz’ın köydeki evi sele gitmiştir. Eski insanların bilgi ve tecrübeleri ile böyle aşırı yağmurlarda selinti olma ihtimaline karşı selinti olma şüphesi olan evlerde gerekli tedbirler önceden alınırdı. Rizvan Yılmaz’da tedbiren ev halkı ile birlikte komşu evlere yerleştirmiş olduğundan can kaybı olmamıştır.
Meydana gelmiş olan bu doğal felaket neticesinde köyde ve mezralarda birçok yerde selinti olmuştur. İmamlar Mahallesinde, Orta Mahalle (Abduun Mahallesi), Sirtler ve Katalan Mahallelerine meydana gelen selintilerde can kaybı ile ilgili bir bilgi mevcut değildir. (Yeni bilgiler ulaşırsa güncellemeler yapılacaktır.)
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle, Köyümüzün havası, ağzımızın tadı bozulmadan Mevlam birlik ve beraberliğimizi daim eylesin.