Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,4372 | 34,4992 | |
EURO | 36,3826 | 36,4482 | |
6 – Çocukların içindeki cevheri keşfetmek.
Bizim için Çocuklarımız Allah’ın bize bir lütfu, evimizin neşe kaynağı ve geleceğimizin teminatı olduğu için çok değerlidir. Evlenmek sadece eğlenmek için yapılan bir etkinlik değildir.
Bilinçli bir aile gerekli plan ve projelerini yaparak Allah’ın (cc) emri, Peygamber’in (sav) kavli sünneti olduğu için yapılır. Bütün mahlûkatı çift olarak yaratan Rabbimiz insanoğlunu da çift olarak yaratmıştır. Daha önce belirtildiği gibi evlilik dinimizin bir gereğidir.
İnsani ve vicdanı kurallar çerçevesinde bilinçli bir şekilde büyütüp yetiştirdiğimiz yavrularımızı yine aynı kurallar çerçevesinde bilinçli bir şekilde evlendirmek her anne ve babanın görevidir.
Eğitimine anne rahminde başladığımız ve Dünyaya gelmesine vesile olduğumuz çocuğumuz her ne hal üzere olursa olsun artık evimizin bir bireyidir. Onu geri verip yenisiyle değiştirme imkânına sahip değiliz. Dünyaya gelen her çocuk artık o evin bir bireyi ve bir imtihanıdır. İslam fıtratı üzere doğan o çocuk anne ve babasının şekillendireceği maneviyat üzere şekillenecektir. Buluğ çağına gelinceye kadar maneviyatla ilgili görev ve sorumluluk anne ve babaya aittir.
İlahi bir cevherle Dünyaya gelen her çocuğun içindeki cevheri keşfetme görevi de anne ve babaya aittir. Yer altında bulunan ve kıymetli madenlerimiz dediğimiz Altın, gümüş, bakır ve demir gibi madenler yeryüzüne çıkıp işlevsellik kazandıktan sonra gerçek değerine kavuşmuş olur. Demir madeninden altın elde etmek mümkün olmadığı gibi, bakır madeninden de gümüş elde edemeyiz.
Doğum anından itibaren her çocuğun yapmış olduğu hareketler ve çıkarmış olduğu sesler bizim için önem Arz eder. Zaman zaman muhabbetlerimizde çocuklarımızın: sert ve sınırlı, melül melül, garip garip ağladığından bahsederiz.
Belki de çocuğumuz sert ve sınırlı ağladığında karnının aç olduğunu, melül melül ağladığında altının pis olduğunu, garip garip ağladığında ise şefkat ve merhamete ihtiyacı olduğunu beyan etmektedir.
Küçükken ağlamasından manalar çıkardığımız çocuklarımız günler geçtikçe çıkarmış olduğu “ agu agu”, “guluk guluk” ğırrr ğırrr” gibi seslerin yanı sıra yapmış olduğu kaş göz hareketlerinden manalar çıkarmaya başlarız. Günler geçtikçe de çıkan değişik tonlardaki seslerden; aaa anne dedi, aaa baba dedi veya aaa dede dedi diye sevinçle ve şefkatle çocuğumuza sarılırız. Çünkü çocuğumuz bizim için çok değerlidir.
Her çocukta farklılık gösterse de genel olarak, beş altı aylık iken çocuğumuz sürünme, secde pozisyonunda, sekiz on aylık iken oturma, tahiyyat pozisyonunda, on iki on beş aylık iken ayakta, kıyam pozisyonundadır. Her hareketini dikkatle ve anlamaya çalışarak takip ettiğimiz çocuklarımız kıyamda iken yürümeye başladığında çevresiyle olan ilgisi daha çok artmış olarak artık söylenenleri anlamaya, çevresini ve çevredekileri tanımaya başlayacaktır.
Anne rahminde başlayan eğitimimiz değişik bir evreye geçmiştir. Anlayarak ve kavrayarak eğitim ve öğretim evresi başlamıştır. Çocuklarımızın eğitim ve öğretimine gerektiği gibi özen gösterirken çocuğumuzun içindeki cevheri de keşfetme dönemi başlamıştır.
Rabbimizin imtihan vesilesiyle yaratmış olduğu engeller haricinde geri zekâlı çocuk yok, ilgisiz ve eğitimsiz çocuklar vardır. Duymuş olduğu herhangi bir müziğin ritmine kendisini kaptıran bir çocuk olduğu gibi, Namaz kılan anne veya babasının yanında namazın huşusuna kapılan çocuklar da vardır. Söylenen şarkılara eşlik eden veya ritmine uyan çocuklar olduğu gibi, okunan ezana veya kur ’ana eşlik eden çocuklarda vardır. Çivi, çekiç veya penseyle oynamaktan zevk alan çocuklardan, taşla toprakla oynayan çocuklara, oyuncak bebeklerden, oyuncak arabalara, mutfak eşyalarından, tablet, bilgisayarlara kadar çeşitli materyallerle oynamaktan zevk alan çocukları görmek mümkün.
Müzik aletlerine merak salan çocuklar olduğu gibi, yazmaya çizmeye, resim yapmaya merak salan çocuklarda vardır. Spor dallarından her hangi birisine merak salan çocuklar vardır. Herhangi bir meslek grubuna merak salan çocuklar vardır. Mesela Doktorluk gibi, marangozluk gibi, aşçılık gibi meslekler.
Kendilerine rol model olacağımız çocuklarımızın meyilli olduğu, ilgi duyduğu alanla ilgili elimizden gelen imkânlar doğrultusunda azami desteklerimizi esirgemeyelim. Mutfakta yemek pişirirken yanımızda olması, yapabileceği ufak tefek işleri “ dur çocuğum, yapma çocuğum, tutma çocuğum” demeden aşırı olmamak kaydıyla bazen kırıp dökmesine göz yumarak eğitici rolüyle gereken hassasiyeti göstermemiz gerekir. Hastası olup vücudumuzun her hangi bir bölgesi için “ay şuram çok ağırıyor” diyerek çocuğumuzun ağıran bölgeyi eline geçirmiş olduğu her hangi bir şeyle muayene etmesine imkân tanımak çocuğumuzun Doktorluk mesleğine olan ilgisini artıracaktır.
Çocuklarımıza; sen yapamazsın, sen anlamazsın demek yok. Aksine sen yaparsın, sen başarırsın diyerek motive etmemiz gerekir. Çıkma düşersin, tutma kırarsın yok. O cıs, o pis, o mii, o yooo yerine bak çocuğum doğrusu bu diyerek çocuk içgüdü sel olarak içten gelen ve yapmak istediği şeyin doğrusunu yapmasına imkân sağlamalıyız.
Çocuğumuzun göstermiş olduğu reaksiyon doğrultusunda elimizdeki imkânlar ile bütçemizin el verdiği ölçüde zararsız olmak kaydıyla almak istenenlerin alınması, alınamıyorsa alamama nedenlerinin makul ve mantıklı olarak, yalana tevessül etmeden anlatılması çok önemlidir. Çocuğumuzun mutlaka ilgi duyduğu bir spor dalı vardır. İmkânlar doğrultusunda ilgili eğitim yerlerine kaydedilmesi çocuğumuzun ruh ve beden açısından gelişimine katkı sağlayacaktır.
Çocuklarımıza yönelik söz ve fiillerimiz ile “Senden bir cacık olmaz, senden bir baltaya sap olmaz, senden adam olmaz” gibi çocuğu ruhsal bunalıma sokacak her türlü fiil ve davranıştan uzak durmalıyız. İyisi ile kötüsü ile başarısı ile başarısızlığı ile çocuğumuz bizim çocuğumuzdur. Unutmayalım ki “geri zekâlı çocuk yok, ilgisiz ve eğitimsiz çocuk var”
Mevla’m geleceğimiz ve göz aydınlığımız olan çocuklarımızı Salih ve Salihalardan eylesin. Zekâlarını keskin eylesin. Kararlarını isabetli eylesin. Bizlere ve vatanına hayırlı eylesin. Kem gözlerden muhafaza eylesin. Ayaklarına taş değmesin, tenlerini güneş yakmasın.
Çocuklarımızın içindeki cevherlerini keşfetmede Mevla’m bizlere üstün basiret ve feraset ihsan eylesin. Kolaylıklar ihsan eylesin. Mevla’m cümlemizin yar ve yardımcısı olsun.
Bir sonraki başlığımız.
7 – Çocuklarımız sadece bizden öğrenmiyorlar.