41 YAŞINDA -  RECEP BALCI

 

        14.01.2025 tarihinde 41 yaşında hayata veda eden 15.01.2025 tarihinde Sakarya ili Hendek ilçesi Çamlıca Erenler Mahallesinde toprağa vermiş olduğumuz Recep Balcı’ya yüce Mevla’mdan gani gani rahmet niyaz ediyorum.

 

       Genç yaşta hayattan ayrılmış olan genç kardeşim Recep Balcı, duçar olmuş olduğu kalp hastalığı ile yıllarca mücadele etmiş ancak kendisine verilmiş olan hayat sermayesi son bulduğundan genç yaşında aramızdan ayrılmıştır. Hayatı kalp rahatsızlığı ile mücadeleyle geçen Recep kardeşimize niyazımız odur ki; Çekmiş olduğu elem ve ıstırapları, günahlarına kefaret kılınarak kurtuluşuna vesile olur inşallah.

 

        “Innemel Mu’minune ığfetun” (Muhakkak ki mü’minler kardeştir) ayeti kerimesi mucibince Recep, bi iznillah bizim kardeşimizdir. Ancak; Babaannesi öz amcamın kızı olması hasebiyle de yeğenimdir. “Entariden yakın, gömlektir” atasözünden hareketle din kardeşim olan Recep’e yeğenim Recep demeyi yeğlerim.

 

        Yeğenim Recep, Kur’an Kurslarında dini eğitimini almış, Mühendis olarak lisans eğitimini tamamlamış, Babasının açmış olduğu kırtasiye dükkânında esnaflık yaparak hayatını idame ettirmiştir.

 

       Recep Balcı kimdir? Recep Balcı: Babaannesi (Keçeli) Hacı Hasan oğlu Rıfat Balcı’nın kızı Nezire Balcı. Büyük Dedesi (Dedesinin Babası): ilica köyünde ki arazilerini Akif Balcı’ya satarak Sakarya ili Hendek İlçesi, “Çarığı kuru”, daha sonraları isim değişikliği yapılarak “Çalı kuru”, daha sonra belediyelik olarak “Çamlıca beldesi”, şu anda ise Sakarya ilinin Büyük Şehir olmasıyla Çamlıca erenler mahallesine göç eden Osman Balcı’nın oğludur. Babasının adı Şevket’tir.

 

       Recep yeğenimin cenazesi, hayli karabalık bir cemaatin katılımıyla, Kur’an Kursu hocası tarafından kıldırılmıştır. Rize Gündoğdu’lu olan Hoca Efendi halen İstanbul Arnavut Köyde bulunan Kur’an Kursunda görev yapmaktaymış. Buraya kadar her şey normal, benim dikkat çekmek istediğim husus ise; Hoca Efendi cenaze namazına geçmeden önce Recep yeğenim için helallik ve şahitlik almadan öce, Recep yeğenimi anlatırken; Recep benim talebemdi, Kursumuzda kendi ellerimde yetişmiştir. Dini eğitimini tamamlamış, iyi bir insan, namazlı, Niyazlı iyi bir Müslüman olduğuna ben şahidim, sizler de şahit misiniz? Diye sorduğunda coşkulu kalabalık tarafından yüksek sesle “Şahidiz” denilmesi. Akabinde Hoca Efendi Ben kendisinden razıyım, sizlerde razı mısınız? Sorusuna “Razıyız” Hoca Efendi yine akabinde Ahirete müteallik olan haklarımı ben helal ediyorum, sizlerde helal ediyor musunuz? “Helal olsun”. Diye bağırışlara ben ve benimle birlikte tüm katılımcılar ile, Çamlıca Erenler Merkez Camii ve civarı, ağaçlar taşlar ve kuşların yanı sıra Cami ile Mezarlık arasında ki yollar şahit olmuştur.

 

        Üstat Cahit Sıtkı Tarancı, yaş otuz beş adlı şiirinin son mısralarında şöyle der:

 

Neylersin Ölüm herkesin başında,

Uyudun uyanamadın olacak.

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında.

 

        Cenaze namazı; Allah’a niyaz, Resulullah’a salavat, ölüye duadır. Cenaze namazı esnasında oluşan manzara İbret alınması gereken bir manzaradır. Sınavı sona ermiş olan kulun, sonucu öğrenmek için uğurlanmak üzere fanı hayatta ki son durağı olan “taht” misali musalla taşında, önünde el bağlamış olan cemaate lisanı hal ile şimdi sıra bende, ben gidiyorum, yarın da sizde olacak, sizde teker teker geleceksiniz. Ona göre dersinize iyi çalışın. Benim adıma size hitap eden şu hocanın söylediklerine kulak verin. Gidenlerden hiç birinin geri dönmemiş olması sizi yanıltmasın. Ye’se, vehme ve rehavete kapılmayasınız.

 

        Yolculuk; Bezm-ı âlemde başlamış, dokuz ay Ana rahminde mola verdikten sonra, Dünya âleminde takdir edilen zamanın neticesinde son bulmuştur.  “İrciğ” emri mucibince de donuş istikametinde yolculuk başlamış olur. Rükû ve secdesi olmayan, dört tekbirden ibaret bir namazlık vakit kadar musalla taşında kaldıktan sonra, eş, dost ve yarenleri tarafından, adına kabir denen pencereden içeri girerek ahiret hayatının ilk noktasına varmış olur.

 

        İstanbul İli Sultanbeyli İlçesi Necip Fazıl Mahallesi Merkez Camiinde Mihrabın üst kısmında Arapça olarak yazılı bulunan ve Rahmetli Hacı Babamın okuyup tercüme ettiği bir beyti, mealen burada nakletmek istiyorum.” Vakit çıkmadan önce namaz’ı kılmakta, ölüm gelmeden önce tövbe etmekte acele edin”. Recep yeğenimi kurs hocası takdim ederken; namazlı, niyazlı, efendi, dürüst bir evladımızdı, derken bu beyt aklıma geldi. Sizinle paylaşmak istedim. Mesaj çok açık ve net, işin ama’sı, fakat’ı ve lakin’i yoktur.

 

        Recep yeğenimin Cenaze merasiminde bulunduğum süre içerisinde, gerek Kurstan gelen arkadaşları ve gerekse mahalle arkadaşlarının kendi aralarında yapmış oldukları muhabbetlerinde üzüntülerini dile getirerek hep iyi yönlerinden ve iyiliklerinden bahsediyor olmaları beni ayrıca memnun etmiştir. Kendisine gıpta ettiğimi burada itiraf etmek isterim. Ne güzel bir arkadaşlık, ne güzel bir dostluk, ne güzel bir akıbet, ne güzel bir şahitlik yaptılar sana sevgili yeğenim.  Yolculuğun hakkında hayırlı olsun, menzilin mübarek olsun, Havz-ı Kevser’de aynı arkadaşlarınla ve sevenlerinle buluşursun inşallah. Ben de yanınızda olmak dilerim. Dünya’ya gelirken güldürdüğün Anne Babanı firakınla ağlattın ama livaül hamd sancağı altında buluşarak ebediyen güldürürsün inşallah. Kederli ailene tekraren sabırlar ve metanetler temenni ediyorum.

 

        Cenazenin evden camiye nakledilmesi esnasında kısa bir sohbet konuşması yapan kardeşim Abdülkadir hocanın söylediklerinden akılda kalanları özetleyerek yazımızı nihayete erdirmek isterim. Abdülkadir hoca: Hiç kimse nerde, ne zaman, hangi Anne ve Babadan doğacağını takdir etme ve seçme yetki ve salahiyetine sahip değildir. Hiç kimse nerede, ne zaman, nasıl ve ne şekilde öleceğine karar veremez. Karar yüce Yaradan’a aittir. Yüce Mevla’mız; Kulum! Ben seni en güzel bir şekilde yarattım ve seni bunca nimetlerle donattığım Dünyaya imtihan için gönderiyorum. İmtihanı kazananlara, altlarından Irmaklar akan Cennetler vaat ediyorum. İmtihanda başarısız olanlarıda cezasız bırakmayacağım. Onun için yaşadığınız süre içerisinde kullanma kılavuzu olarak göndermiş olduğum Kur’anı Kerim’in tamamından sorumlusunuz. Akıl baliğ olmayanlar ve aklı olmayanlar bu imtihandan muaftır. Diğer tüm İnsanlar ve Cinler buluğ çağından ölüm anına kadar yaptıklarından ve yapması gerekenlerden mesuldür. Allah imtihanımızı kolay eylesin, hatalarımızı af eylesin, son nefeste iman Kur’an nasıp eylesin. ÂMİN – EL FATİHA-                                           

                  

HÜSEYİN BALCI

Okunma Sayısı: 26

Yorum Ekle

YAZARIN DİĞER YAZILARI