• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

Sayın Üyelerimiz, Yüksek öğretim kurumlarında eğitim gören üniversite öğrencilerimize burs sağlanmaktadır. Öğrenci burslarına yapmış olduğunuz katkılar için teşekkür ederiz.


**DUYURU** 
01/10/2008 tarihli ve 30552 sayili Resm  Gazete'de yayımlanan Dernekler Yonetmeliginin 83. maddesine göre derneklerin üyelerine ait bilgileri DERBIS'e (Dernek Bilgi Sistemi ) kaydetme zorunlulugu getirildi. Bu nedenle 2022 yılına  ait aidatların ödemesi ve sistemdeki kişi listelerinin güncellenmesi gerekmektedir.Üye bilgilerinin iletilmemesi veya yıllık aidatın ödenmemesi durumunda Dernek Tüzüğünün ilgili Maddesi gereği üyelikleri düşmüş olacak.
“ Dernek üye aidat ödemelerini  AKBANK  İSTANBUL ÇAĞLAYAN ŞUBESİ TR980004600352888000054496  nolu  iban numarasına gönderebilirler açıklama kısmına 
Aidatı gönderen kişinin Adı Soyadı TC ve telefon numarasının yazılzması gerekiyor.
Ayrıca üye aidat borcu olmayan üyelerimiz  isterlerse “ bağış veya Öğrenci  burs ödemesi”olarak ödeme gönderebilirler.
Sevgi ve saygılarımızla. Dernek Yönetim kurulu adına
Başkan  Turan BALCI


Düğün Nikah ve diğer planli etkinlikleri https://www.ilicakoy.com/Etkinlikler sayfasından takip edebilirsiniz.


Rize Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 36,5088   36,5746
EURO 39,7755   39,8471
       
Özlü Sözler
Hiçbir şey ayağınıza gelmez; en azından iyi olan hiçbirşey. Herşeyi gidip almanız gerekir.
HACI ABBAS TEKİN

HACI ABBAS TEKİN

 

        Hacı Abbas Tekin Osmanlı İmparatorluğunun son dönemleri, Türkiye Cumhuriyetinin ilk dönemleri olan 1919 yılında Rize ili İkizdere ilçesi ilica köyünde dünyaya gelmiştir. Babasının ismi Mustafa, Annesinin ismi ise Fadime’dir.

 

        Hacı Abbas Tekinin erkek kardeşinin ismi Servet (abisi)’tir. Kız kardeşleri (Ablaları) ise; Ayşe, Nadire ve Şehriban’dır.

 

        Hacı Abbas Tekin’in abları Ayşe; Süleyman oğullarından Hüseyin ustanın oğlu Molla Hasan ile evlenerek BALCI soy ismini almıştır. Nadire; Muçolardan Hüseyin Tekin ile evlenmiş olup, oğlunun ismi Hızır Tekin’dir. Diğer kız kardeşi Şehriban ise Kafkame’den evlenerek KAHRAMAN soy ismini almıştır. Şehriban ninenin bir oğlunun ismi meşhur şoförlerden Kahrama Cevat’tır. Şehriban ninenin diğer çocukları; İkbal (Maliyeci İbrahim (maki) ile evlenmiştir ve Hatice’dir. Şehriban ninenin üç tane de üvey çocuğu vardı. İsimleri; Atilla, Fikri ve Ülker’di. 

 

         Hacı Abbas Tekin (Kuçameşin) Mustafa’dan sonra bir dönem köyümüzde Babası gibi Muhtarlık yapmıştır.

 

        Hacı Abbas Tekin’in çocukları; Hanime, Abdullah, Nezafet, Tayyar, Hafize ve Mustafa’dır. Hanime abla Sirtlerden (Panika) İbrahim’in oğlu Hacı Halis ile evlidir. Abdullah (Rahmetli) Edirne ilinde uzun yıllar müteahhitlik yapmıştır. Abdullah Tekin ayrıca Erbakan (Rahmetli)  hoca ile birlikte siyaset yaparak Edirne il başkanı olarak görev yapmıştır. Erbakan hoca Edirne ilini ziyaretlerinde Abdullah abimizin evinde kalırdı. Siyasetteki bayrağı babasından devralan oğlu Avukat Sinen Tekin halen Saadet Partisi Genel Başkan yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Dileğimiz kendilerini Genel başkan olarak görmektir.

 

        Demokrası’mızın olmazsa olmazlarından olan siyası partilerimizden her hangi birisinde görev alarak ülke menfaatine hizmet yapan tüm köylülerimize, bu ulvi görevlerinde üstün başarılar temenni ederim. Mevla’m kendilerine, ülke menfaatleri doğrultusunda isabetli ve doğru kararlar alabilmeyi nasip eylesin.

 

        Hacı Abbas Tekin’in oğullarından Tayyar Tekin ise İlahiyatçı olup, bir dönem İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesi Müftü vekilliği ve uzun dönemde İmam hatiplik yapmış olup, emekli olmuştur. Emekli olduktan sonrada dini hizmetlerine devam eden Tayyar hoca yaklaşık on yıl İmam Hatip Liselerinde Meslek dersleri hocalığı yapmıştır. Kendilerine sağlıklı uzun ömürler temenni ederim.

 

        Hacı Abbas Tekin’in oğullarından Mustafa Tekin ise İlkokul beşinci sınıftan sınıf arkadaşımdır. Kendileri Edirne ilinde ikamet etmekte olup, Abisi Abdullah Tekin ile birlikte İnşaat sektöründe çalışmaktadır. Yeğeninin Genel Başkan Yardımcısı olduğu Parti’nin Edirne il teşkilatında genel muhasip olarak görev yapmaktadır. Kendilerine başarılar diliyorum.

 

        Hacı Abbas Tekin; ne zayıf, ne şişman uzun boylu “vecaatlı” bir adamdı. Yüz teni sarı, saçı sakalı bembeyaz olup, adeta pamuk dedeyi andırmaktaydı. Elinde bastonu ile heybetli bir yürüyüşü vardı. Konuşma üslubu gayet düzgün, geniş bilgi ve birikime sahipti. Toplumda sözü dinlenir, her gittiği toplumda saygı görür, hürmet edilirdi. Çok mukallit konuşur, etrafındakileri adeta gülme krizine sokardı. Lafı eveleyip, gevelemeden, karşısındaki her kim olursa olsun dosdoğru konuşurdu. Haksızlık karşısında iltimas geçmezdi.

 

         Hacı Abbas Tekin’in yeyeni (Rahmetli Babam) İsmail hoca ve oğlu Tayyar hocanın İmam Hatip olduklarını bile bile Hocaların sorumluluklarının normal insanlardan daha çok olduğuna sürekli vurgu yapardı. Benimde şahit olduğum bir anekdotu aktarmak isterim. Babamın öz dayısı olan Hacı Abbas Tekin’ı babamla birlikte ziyarete gitmiştik.  O zaman Hacı Abbas Tekin İmam Hatip olan oğlu Tayyar Tekin’in Gaziosmanpaşa’da görev yaptığı camının lojmanında kalıyordu. Hacı Abbas Tekin rahatsız olmasına rağmen, hasta yatağında hoş ve güzel bir sohbet ettik. Hacı Abbas Tekin İmamlarla ilgili şu hikâyeyi anlattı; “ Sırat köprüsünden geçmekte olan bir Müslüman, aşağı doğru bakarken bir de ne görsün? Kendi Camilerinde görev yapmakta olan İmam Efendi Cehennemin ortasında ateş içerisinde yanmaktadır. Yanmakta olan İmam Efendi bir yandan da kıkır kıkır gülmektedir. Müslüman hayretle Hocasına bağırır; Hoca Efendi, hoca efendi! Senin burada ne işin var? Üstelik de hem yanıyor, hem de gülüyorsun. Hadi yanıyorsun o halde neden gülüyorsun? Cehennemdeki İmam Efendi cevap verir: Müftü ayağımın altını gıdıklıyor da ondan gülüyorum.

 

        Babamın ve oğlunun yanında anlatmış olduğu bu hikâyeye bende çok gülmüştüm. Hacı Abbas Tekin hikâyeyi şöyle sonuca bağladı. Ya hu! İmamlar ve Müftüler bu halde olursa, ya bizim halimiz nice olur.”

 

        Hacı Abbas Tekin hacdan geldiğinde rahmetli Annem ile birlikte ziyaretine gittik. Ev çok kalabalıktı. Bir sürü insan eve gidip geliyordu. Her gelen yeni misafire, Hurma, Zemzem suyu ikram ediliyordu. Ayrıca bir tabakta pilav, sarma ve baklava, yanında da ayran veriliyordu. Zemzem suyunu içenlere çeşitli talimatlar veriliyordu. Ayağa kalk, kıbleye dön ve niyet eyle. Her ne niyet edersen umulur ki Allah kabul eder. Zemzem her şeye şifadır deniyordu. Gelen misafirler hürmeten Hacının elini öpüyordu. Bir tanesine Hacı Abbas Tekin şöyle dedi: “Elimin üstünü değil, içini öp. Elimin üstü hiçbir yere değmedi. Elimin içi; Kâbe’ye, Ravza’ya, Hacer’ul esvede ve daha birçok yere değdi.” Onun için elimin içi üstünden daha değerli ve daha önemlidir. Allah sizlere de en kısa zamanda gitmeyi nasip eylesin diye dua ederdi.

 

        Rahmetli Hacı babam dayısı Hacı Abbas’ı çok severdi. Hacı Abbas’da yeğenini çok severdi Hoca olması nedeniyle de ayrıca hürmet ederdi. Babam Velkü (Dere köy)de İmamlık yaparken sık sık yanına giderdi.

 

        Yine bir seferinde Hacı babamla birlikte dayısı Hacı Abbas Tekin’i ziyaret etmek üzere Büyük Yayladaki evlerine gittik. Uzunca bir süre muhabbet ve sohbetin ardından Hacı Abbas eşine seslenerek tıraş takımını getirmesini istedi. Halanın getirmiş olduğu tıraş takımını eline alan Hacı Abbas Tekin içerisinden bir saç tarağı ve bir makas çıkartarak bana uzattı ve şu enselerimi bir düzelt dedi. Ben önce bir tedirginlik geçirdim acaba yapabilir miyim diye, sonrada mecburen makası elime aldım. Yine de tedbiri elden bırakmayarak, Hacı; ben hiç böyle bir tıraş yapmadım, sonra nasıl olur bilmem diyerek bir ön ikazımı yaptım. Hacı Abbas; tarak üstü uzun kılları makasla keseceksin, sonrada ensemi jiletle temizleyeceksin, hepsi bu kadar ne var bunu yapamayacak diye çıkıştı.

 

        Bende elime makası ve tarağı alarak itina ile Hacı Abbas Tekin’in ensesini düzeltmeye başladım. Uzun uğraşlar neticesinde tıraş işlemi sona erince boynuna saymış olduğum havluyu çıkartıp silkelemek üzere dışarı çıktım. O esnada Hacı Abbas ensesini babama göstererek, bak bakalım düzgün olmuş mu? Diye sorduğunu duydum. Biraz ayak direyerek zaman kazandım ve nihayet içeri girdim. Babam tıraş çok güzel olmuş, birde benim ensemi düzeltsin diye söyleyince, o esnada içeriye girmiş oldum ve babamın da ensesini düzelttim.

 

        Öğlen namazı için Camiye gittiğimizde Hacı Abbas’ı görenler; tıraşın çok güzel olmuş, hangi berbere tıraş oldun diye sorunca, Hacı Abbas Babamın ensesine bakarak, hangisi güzel olmuş diye sordu. Orada bulunanlar bunların ikisi de bir elden çıkmışa benziyor. Bunların ikisini de bir berber tıraş etti diye söylediler. Hacı Abbas beni göstererek işte berberimiz bu delikanlı dedi. Acemi şansımı desem bilmem ama beğenilmek biraz hoşuma gitti, biraz gururlanarak koltuklarımın hafifçe kabardığını hissettim.

 

        Büyük Yaylanın Camisinde, Ethone (Gürdere)de 29 yıl İmamlık yapmış olan Ahmet Hoca vardı. Babamla Hafızlık arkadaşı olan Ahmet hoca, Namaz kıldırmak üzere Sarığı, Cübbeyi Babama verdi ve bana da sende kameti yaparsın, sonunda da bir aşır okursun dedi. Bende Amme cüzünde bulunan “Lemyekünellezinekeferu” diye başlayan süreyi yeni ezberlemiştim. Kameti yaparak aşrımı okudum. Bir aferin de Cemaatten alarak o gün çok mutlu ve neşeli bir gün yaşamış oldum.

 

        Hacı Abbas Tekin son zamanlarında biraz rahatsızlandı. Rize’de Devlet Hastanesinde yatarken yine Babamla ziyaretine gittik. Yanında refakatçı olarak, benim de okul arkadaşım olan Mustafa duruyordu. Mustafa bir havluyu soğuk su ile ıslatmış Babasının başına koyuyordu. Hacı Abbas Tekin, belki hastalığın vermiş olduğu acıdan olacak ki oğlu Mustafa’ya; kaldır beni, yan çevir beni, havluyu değiştir gibi sürekli talimatlar veriyordu. Hacı Abbas Tekin, kendince iş düzgün olmadığından oğluna fırça atıyor, zaman zaman kızıyordu. Babam dayısına okuyup üfleyince, bana da sende oku, Kuran şifadır dedi. Bende bildiğim süreleri okudum ve üfledim. Babam sonunda “ Allahumme şifaul şifa (üç kere), Ya şafi Ya Allah (üç kere) diyerek Dayısının üzerine üfledi ve hep birlikte Allah şifalar versin diyerek Hacı Abbas’ın yanından ayrıldık.

 

        Hacı Abbas Tekin, daha sonraları Edirne ilinde ikamet eden oğlu Abdullah’ın yanına giderek 2003 yılında 84 yaşında iken vefat etmiş olup, Edirne’de defnedilmiştir. Hacı Abbas’tan sonra vefat eden eşi de aynı kabristanlıktadır.

 

        Bir kıssa da biz ilave ederek yazımızı nihayete erdirmek isteriz. Bir hak aşığı, hak dostu olan Behlül yanında bulunanlarla birlikte gezerken “eğimli” bir duvar görür ve o duvara ibretle bakar. İkinci kez aynı yerden geçerken yine aynı duvara uzun bir müddet bakar ve sonra yoluna devam eder. Üçüncü kez yine ayni yerden geçerken Behlül “eğimli” duvarı seyir ederken duvar yıkılıverir. Behlül içten gelen bir sevinçle kollarını iki yana açarak “Ya Allah” diyerek sevinçle ses çıkarır. Bu duruma hayretle şahit olan etrafındaki cemaat hayretle Behlül’e sorarlar; Bunun hikmetinedir, iki kez seyrettiğin “eğimli” duvar üçüncüde yıkılıverdi ve siz sanki sevinmiş gibi “Ya Allah dediniz.” Behlül duvar “eğimli” olduğu yöne doğru yıkıldı ona sevinirim diye cevap verdi. Cemaat bu durumdan pek bir şey anlamayarak tekrar sorarlar Behlül’e; ne var bunda ki, gayet normal zaten “eğimli” olan duvar yıkılmış. Behlül şöyle cevap verir: Demekki Dünyadaki her varlık “eğimli” olduğu yöne doğru yıkılır, çok şükür bizim yönümüz hakka doğru eğimlidir, inşallah bizde o yöne doğru yıkılırız.

 

        Doğru yoldan gitmek, doğru yöne yıkılmak ve doğru menzile varmak dilek ve temennisiyle. Mevla’m Hacı Abbas Tekin ve Hacı Babam başta olmak üzere tüm geçmişlerimize gani gani rahmet eylesin.   

 

        Hacı Abbas Tekin ile ilgili bir anekdot aktaran değerli hocam, amca oğlu Gazeteci yazar İbrahim Hocamın anekdotuna burada yer vermek isterim. Eski zamanlarda İl merkezlerinde ve ilçelerde Devlet tarafından kurulu ofisler vardı. Belediyeye bağlı Belde ve Mahalleler bu ofislerden hane nüfusuna göre ucuz buğday tedarik ederlerdi. O tarihlerde İkizdere Ofis Müdürü Mizeli (Rüzgarlı köyü) Ali (…) Bey isminde birisi idi.  Hacı Abbas Tekin bir rahatsızlığı nedeniyle Rize Devlet Hastanesine yatarken, Mizeli ofis Müdürü Ali Bey’de aynı rahatsızlık nedeniyle Hacı Abbas Tekinle aynı koğuşta yatıyormuş. Aynı koğuşta bir Vaneli daha kalıyormuş. Hacı Abbas Tekin vakit namazlarına Mizeli ofis Müdürü Ali Bey ile birlikte gidip geliyorlarmış. Ancak Hacı Abbas Tekin’in diğer köylüsü namazlara gelmiyormuş. Bir gün Hacı Abbas Tekin ile ofis Müdürü Ali Bey Camiden gelip koğuşa girince, Ofis Müdürü Ali Bey Abbas Tekin’in köylüsüne hitaben; “Ulan Vaneli, sen niye Camiye gelmiyorsun” diye söyleyince Haci Abbas Tekin köylüsüne bu şekilde hitap edilmesine son derece kızıyor ve Ofis Müdürü Ali Bey’ye çıkışmaya başlıyor.

 

       Ofis Müdürü Ali Bey, yapmış olduğu “gaf”in farkına vararak Hacı Abbas Tekin’e Hacim siz beni yanlış anladınız. Ben Köylünüzü aşağılamak için değil, Vanelileri Dini bütün, namazında, niyazında insanlar olarak biliriz. Köylünüzün, kaç gündür Namaza gelmemesi dikkatimi çektiğinden onun neden namaz kılmadığını veya kılamadığını sormak için öyle söyledim diye Hacı Abbas Tekin’in kızgınlığını gidermiş oluyor.

 

        Daha önceki bir yazımızda bahsetmiştim. Eski Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahraman rahmetli Babamı bir mecliste takdim ederken: “ Bu Kura’isebenin Kendirlisinden” diyerek o zamanki köyümüzün genel durumunu ifade etmiştir. O zamanlar Kendirli; evlerinde Televizyon olmayan, çay ocakları haricinde içerisinde kahvehaneleri olmayan, hafızı bol bir belde idi.                



HÜSEYİN BALCI

Okunma Sayısı: 180


3.129.92.95








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Başkan'ın Mesajı
Aidat Borcu Sorgulama
Son Ziyaretçi Yorumları
Turgut Tekin
Değerli Köylülerim, bir konuda fikirlerinizi bizimle paylaşmanızı rica ediyorum. Mevsim nedeniyle Düğün ve Nikah merasimlerinde yoğunluk yaşanmaktadır. Günümüz trafik ve ulaşım maliyetleri nedeniyle uzak bölgelerden Düğün ve Nikah salonlarına ulaşmak zorlaşmıştır. Bu nedenle köylülerimizin evlenecek çiftlere hediyelerini ulaştırabilmeleri için, Davetiye SMS altına evlenecek çiftin IBAN numarasının yazılması ve Düğün davetiyelerinin dağıtılmasında yaşanan zorluk nedeniyle davetiyelerin toplu sms olarak gönderilmesinin yeterli olacağı önerisi hakkındaki görüşlerinizi paylaşmanızı rica ederim.

Hüseyin aksu
Emeği geçen herkesten Allah razı olsun

Turgut Tekin
Değerli köylülerim öncelikle uzaktan yakından Ilıcaköyü Derneği, köy muhtarlığı ve köyümüzle ilgili konuları yakından takip ettiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Köyümüzle ilgili faydalı olabilecek görüş ve önerilerinizi web sitemizin ziyaretci yorumları alanında paylaşmanız, daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Sitemizin yayinlamasini istediginiz haber, bilgi. belge ve resimleri bizimle paylasabilirsiniz. Olumlu veya olumsuz goruslerinizi, musait vakitlerinizde bu mecrada tum koylulerimizin takip edebilmesi için paylasminizi rica ederiz. Saygılarımla


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.

Rize İkizdere Ilıca Köyü Derneği

© Copyright 2022  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top