Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 35,2233 | 35,2868 | |
EURO | 36,7429 | 36,8091 | |
( MOLLA SEFER (EFENDİ )
Molla terimi, İslam Duyasında öncelikle din âlimlerine ait bir saygı terimi olarak anlaşılır. Eğitimli bir Molla İslami eğitimleri ve İslami kanun ilmini, yani fıkıh ilmini almalıdır. Dini eğitim, mollalık mevkiinin temel prensibidir. Osmanlı Devleti döneminde Mollalar medreselerde eğitim almışlardır.
Rize ili, İkizdere ilçesi Ilıca köyü Büyük Camii Mahallesi nüfusuna kayıtlı Yusuf Çavuş oğlu olan Molla Sefer Dedemiz İmamlar Akrabasına mensuptur. Büyük Camii Mahallesinde, Caminin hemen üst kısmında bulunan evde ikamet etmekte idi. Eğitimini; Müderris Mehmet efendi dedemizin de ders vermiş olduğu İkizdere (Kuraiseba)’ de ki Kuru saha Camiinin yanındaki (o zamanlar mevcut olan) medresede tamamlamıştır.
1878 yılında doğmuş olan Molla Sefer dedemiz 1958 yılında vefat etmiş olup, Büyük Caminin hemen yanında bulunan kendisine ait arazideki aile kabristanlığında metfundur. Seksen yıllık ömrü hayatında, çocukluk dönemi hariç olmak üzere, ömrünü öğrenmeye ve öğretmeye adayan, yetiştirmiş olduğu nesillerle adından bugün halen söz ettiren Molla Sefer dedemize Allah rahmet eylesin. Dikmiş olduğu fidanlar bugün dahi meyve vermekte olup, inşallah kıyamete kadar da devam edecektir. Kendisine layık olabilme ümit ve arzusundayız.
Molla Sefer dedemiz son zamanlarında hastalanmış, ölümünden önce bir müddet hasta yatmıştır. Medrese arkadaşı ve kendisi gibi Molla olan rahmetli Dedem Hacı Hasan(Keçeli) Sefer dededen haber almak ve selamını iletmek üzere o zamanlar 6-7 yaşlarında olan yeğeni İbrahim Balcı’yı sık sık Dedemizin evine gönderirdi. Bir seferinde İbrahim hoca tekrar Sefer dededen haber almak üzere gönderildiğinde, İbrahim hoca geri döndüğünde Sefer dededen haber soran dedesine: Sefer dedenin iyi olduğunu, onunda sizlere Selami olduğunu ve oğlu Hasan amca tarafından kendisine meyve dilimleyip yedirildiğini ve kendisine de Hasan amcasının meyve verdiği dedesine söylemiştir.
Molla Sefer dedemizin; Tevfik, Osman, Ali ve Hasan isminde dört oğlu, Nazmiye, Şöhret ve Havva adında üç kızı olmak üzere toplam yedi çocuğu vardır. Torunlarının sayılarını bilmemekle beraber; Eski Muhtarlarımızdan Yusuf FINDIKÇI’nın (Osman oğlu), Ilıca Köyü Yardımlaşma ve Yaşatma Derneğimizin kurucularından Abdullah FINDIKÇI'nın (Tevfik oğlu) ve Gazeteci yazar Aslan BALCI (Yetim)’nın (Havva oğlu) Molla Sefer dedemizin torunlarından olduğunu burada belirterek, Dedemizin köyümüze kendi zamanında, kendisinin yapmış olduğu hizmetleri, çeşitli platformlarda zürriyeti tarafından devam etmekte olduğuna dikkat çekmek isterim.
Peygamber Efendimiz(sav)’ın “Kıyamet kopuyor olsa dahi elinizdeki fidanı dikiniz” şiarıyla hareketle, İslami yaşayış ve din konusunda köyümüze bol bol fidanlar diken Molla Sefer dedemiz bu gün kendisini rahmetle anmakta olan nesiller yetişmesine vesile olmuştur. Temennim bunun kıyamete kadar devam etmesidir. “Hayır, işlerinde birbirinizle yarışınız.” İmza! Resulullah (sav).
Yokluğunu her geçen gün daha çok hissettiğim, kıymetlim, değerlim olan Rahmetli Anneciğimin de hocası olan Molla Sefer dedemizi, annemin anlatımlarıyla ve çevreden edinmiş olduğum duyumlarla anlatmaya gayret ediyorum. Böyle değerlerin, gelecek nesiller tarafından bilinmesi, hayatlarının araştırılması arzumuzdur. Köyümüzden daha nice nice, adından uzun yıllar söz ettirecek değerlerin yetişmesini temenni ediyorum.
Dostoyevski budala kitabında şöyle der:
“Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az.
Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: “ Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?” Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. Herkes kendini düşünüyor. Kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor.”
Molla Sefer dedemiz; yaşamış olduğu zamanın kutuplarındandı. Bu gün köyümüzde seksen, doksan yaşlarında ki çok değerli büyüklerimizin dini konulardaki bilgi ve birikimlerini Sefer dedemiz gibi o zamanda medreselerde yetişenlerden öğrenmişlerdir. Molla Dursun, Molla Yusuf, Molla Hasan (Keçeli), Molla Aslan ve Molla Rıza gibi ilim sahibi insanlar sayesinde dini bilgiler, elden ele, dilden dile ve gönülden gönüle günümüze ulaşmıştır.
Molla Sefer dedemiz; Köyümüzde bulunan tüm camilerde görev yapmıştır. En çok bilinenleri Büyük Mahalle Camii ve İmamlar camiidir. Molla sefer dedemiz görev yapmış olduğu Camilerde, ezan okuyup, namaz kıldırma görevinden ziyade çocuk okutma görevine daha çok ehemmiyet vermiştir. Tüm hayatını yeni meyveler dikmek, yaşamış olduğu buhranlı dönemde genç dimağlara dini Mübin’i öğretmenti. Eğitim esnasında, dayağın meşhur olduğu ve adeta eğitimin vazgeçilmez bir parçası sayıldığı dönemlerde Molla sefer dedemiz şefkati ve merhameti ön plana çıkararak çocukların dini eğitimlerinden yoksun kalmamaları için sırf Allah rızası için mücadele etmiştir. Molla Sefer dedemizden dayak yediğini beyan edene hiç rastlamadım.
Molla Sefer dedemiz Cumhuriyetin belli bir dönemlerinde Arapça okumanın ve Kuran eğitiminin yasak olduğu dönemlerde kendi el yazmasıyla yazmış olduğu “ELİF – BA” diye tabir ettiğimiz cüzler yazarak çocukların eğitimine katkı sunmuştur.
Molla sefer dedemiz Camilerde görev almadığı zamanlarda kendi evinde de çocuk okutmaya devam etmiştir. Molla Sefer denin evi çok büyük olup çocuk okutmaya müsaitti. Yasaklı dönemlerde, biçilmiş mısır otlarının kuruması için yapılan ve adına “fomon” denen kukulların içerisinde bile çocuk okuttuğu rivayet edilmektedir. Çevreye dikilen nöbetçiler sayesinde zor şartlarda dini eğitim yaptırmıştır.
Bir anekdot arz etmek isterim; Yaz tatili için Antalya sahillerine gelen Profesör Her sabah Deniz sahilinde kumsalda yürüyüş yapar. Her gün on binlerce denizanasının sahile vurduğunu gören Profesör yürüyüş yaptığı esnada önüne gelen denizanalarını denize atarak yürüyüşüne devam eder. Bu olay günlerce bu şekilde devam eder. Çevreden görenler hayretle Profesörü izlerler, birçok kişi Profesörün delirdiğini zannederek arkasından ileri geri konuşmaya başlarlar. İçlerinden meraklı birisi dayanamayıp Profesörün yanına yaklaşır ve sorar;
--Sayın Hocam görüyorsunuz ki karaya vurmuş on binlerce denizanası var. Siz böyle yapmakla bu denizanalarını kurtaracağınızı mı zannediyorsunuz?
Profesörün verdiği cevap!
-- Benim görevim bu denizanalarının hepsini kurtarmak değildir, gayem dun kaç tane denizanası kurtardım, bugün kaç tane daha denizanası kurtarabilir.
Molla Sefer dedemizin de gayesi; “ Yakıtı, Taşlar ve İnsanlardan oluşan Cehennem azabından kaç insan kurtarabilirim” kaç genç dimağa Allah ve Resulünü öğretebildim olmuştur.
Molla sefer dedemiz, çocuk okuturken toplu ve sesli okumalara önem verirdi. Çocukların kollarını birbiri omuzlarına sararak, ileri geri hareketle yüksek sesle sübhaneke, tahıyyat, salli ve barıkten yukarı doğru okutur, Namaz başları diye tabir ettiğimiz “Elemtere” den aşağı doğru okuturdu. Bu şekilde yüzünden okumayı bilmeyenlerin veya ilk kez okumaya gelenlerin bile kulak aşinalığı ile öğrenmelerini sağlamaktaydı. Daha sonraları Camilerde çocuk okutan Hocalar tarafından terk edilmiş olan bu yöntem, bu gün Diyanet İşleri Başkanlığınca bazı proje okullarında hafızlık eğitiminde kullanılmaktadır.
Molla Sefer dedemiz; eğitime gelen çocuklara toplu olarak; Dinimiz? Kitabımız? Kimin kulusun? Gibi sorular sorardı. 32 farz ve 54 farzın her çocuk tarafından belletilmesi sağlanırdı. O zamanlar yollarda küçük çocuklarla karşılaşan büyükler, kimin çocuğusun diye sorduktan sonra genellikle dini sorular sorarlardı. Hiç okula gitmemiş, okuryazar olmayan çocuklar, eğer Sefer dedenin medresesine uğramışsa bu gibi sorulara rahatlıkla cevap verirdi.
Otuz iki farz herkes tarafından bilinen; Abdestin farzları (4), Teyemmümün farzı (2), Guslün farzı (3), Namazın şartları (12), İslam’ın şartları (5), İmanın şartları (6) dır. Ancak 54 farz denen şeyleri doğrusu pek fazla bilen yoktur. Burada 54 farzı yazarak okurlarımıza göz aşinalığı olmasını arzu ederiz.
---1- Allah-u Teâlâ’yı zikretmek.
---2 – Helalinden kazanıp yemek içmek.
---3 – Abdest almak.
---4 – Beş vakit namaz kılmak.
---5 – Cünüplükten yıkanmak.
---6 – Kişinin rızkına Allah’ın kefil olduğunu bilmek.
---7 – Helalden temiz elbise giymek.
---8 – Allah’a tevekkül etmek.
---9 – Kanaat etmek.
---10 – Nimete karşı şükretmek.
---11 – Allah’tan gelen kazaya razı olmak.
---12 – Allah’tan gelen belaya sabretmek.
---13 – Günahlardan tövbe etmek.
---14 – İhlasla Allah’a ibadet etmek.
---15 – Şeytanı düşman bilmek.
---16 – Kur’an –ı Kerim’i kesin delil kabul etmek.
---17 – Ölümü hak bilmek.
---18 – Allah’ın sevdiğini sevip, sevmediğinden uzak durmak.
---19 – Ana – Babaya iyilik etmek.
---20 – İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak.
---21 – Akrabayı ziyaret etmek.
---22 – Emanete hıyanet etmemek.
---23 – Gücü yetenler için Hacca gitmek.
---24 – Allah’a ve Peygamberine itaat etmek.
---25 – Günahlardan kaçıp Allah’a sığınmak.
---26 – Müslüman idarecilere itaat etmek.
---27 – Âleme ibret gözüyle bakmak.
---28 – Tefekkür etmek, düşünmek.
---29 – Dili kötü sözlerden korumak.
---30 – Oruç tutmak.
---31 – Hiç kimse ile alay etmemek.
---32 – Harama bakmamak.
---33 – Sözünde doğru olmak.
---34 – Kulağı, yasak şeyleri dinlemekten alıkoymak.
---35 – İlim öğrenmek.
---36 – Ölçü ve tartıyı doğru yapmak.
---37 – Allah’ın azabından korkmak.
---38 – Allah yolunda cihad etmek.
---39 – Allah’ın rahmetinden ümit kesmemek.
---40 – Nefsin arzularına uymamak.
---41 – Allah için yemek yedirmek.
---42 – Yetecek kadar rızık kazanmak.
---43 – Zekât vermek ve fakirlere yardım etmek.
---44 – Hayız ve nifas hallerinde zevceye yaklaşmamak.
---45 – Bütün günahlardan kalbi arındırmak.
---46 – Kendini büyük görmemek.
---47 – Ergenliğe ermemiş yetimin malımı korumak.
---48 – livatadan (cinsi sapıklıktan) sakınmak.
---49 – Beş vakit namaza devam etmek.
---50 – Haksız yere kimsenin malını yememek.
---51 – Allah’a eş koşmamak.
---52 – Zinadan sakınmak.
---53 – İçki içmemek.
---54 – Yalan yere yemin etmemek ve yalan konuşmamak.
Bir Müslümana dünya hayatında lazım olacak, Temel dini bilgileri ihtiva eden, bu ve benzeri değerli bilgiler Molla Sefer dedemiz gibi tüm din âlimleri tarafından camilerde çocuklara okutulmaktadır.
Bir Müslümanın namaz kılmasına vesile olan, kendi kazanmış olduğu sevap uhdesinde kalmak üzere, vesile olduğu diğer kişinin kazandığı sevap kadar sevap kazanmış olur.
Hz. Ali (ra)’den rivayetle “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum ” sözlerinden yola çıkarak, bakıldığında Molla Sefer dedemize bizim gibi bizden sonra da rahmet okuyanlar olacaktır. Unutulmamak ve rahmet okunanlardan olmak dileğiyle esen kalın.