2 – Yerinde söylenen söz etkilidir.

 

            Söz; insanlar arasında iletişimi sağlayan,  bir ya da birkaç heceden oluşan ve bir anlamı olan ses birliğidir. Bir duygu, bir düşünceyi etkisiz olarak anlatan sözcük ya da sözcük dizisidir.

 

           Söz ola kese savaşı,

           Söz ola kestire başı.

 

 

            Yüce Allah en büyük Peygamberlerinden olan Musa (as)’ı azmış olan ve yeryüzünde fesat çıkartan Firavuna gönderirken ona müşfik (yumuşak) söz söyleyin umulur ki sizi dinler ve iman eder diye buyurarak sözün ne kadar önemli olduğunu bildirmektedir.

 

            Sözü hafife alamayız, önemsiz sayamayız. Konumuzla alakası “ O kızım sana diyorum, O gelinim sen işit” kabilinden beşikten mezara kadar, hayatımızın her anında ve her evresinde söz bizi ilgilendirir. Dolayısıyla bizi ilgilendiren her şey de çocuklarımızı ilgilendirir.

 

            Söz; ağzımızdan çıkana kadar bizim esirimiz, ağızdan çıktıktan sonra ise biz onun esiriyiz. O halde söz ağzımızdan çıkmadan önce iyice düşünüp ondan sora sarf etmemiz lazım ki canımızı sıkan, hayatımızı karartan bir durumla karşı karşa kalmayalım. Ağzımızı yalandan, midemizi haramdan korumamız lazım.

 

            Bir gün Peygamber efendimiz (sav) bir hasir üzerinde uyumuş ve uyandığımda, uyumuş olduğu hasır mübarek vücutlarına iz yağmıştı. Yanında bulunan sahabeler; Ya Resulellah hasır vücudunuza iz yapmış, emredin size kuş tüyünden döşek yapalım deyince Peygamberimiz (sav) “ Bana ne dünya malından. Ben bu dünyaya, bir ağacın altında duraklamış, dinlenmiş ve sonunda yoluna devam edecek olan bir yolcu gibiyim”. Diye buyurdu.

 

            Biz de geldik ve gideceğiz. O halde kubbede hoş bir sada bırakmak için gayret sarf etmeliyiz. Bulunduğumuz ortam, makam, mevki çok önemlidir. Konuşacağımız her kelime bizi bağlar. Söylediğimiz her sözden sorumluyuz. Hem Dunda da, hem de ukbada (ahirette) sorumluyuz.

 

            İlim, beşikten mezara kadar her Müslüman erkeğe ve kadına farzdır. Ancak eğitim, Anne rahminde başlar. Anne rahminde ruh verilen bebek ilk etapta annesinin sesini işitir. Ruh Anne rahminde ilk kırk günde verilir. Bir başka görüşte ise üçüncü kırk günde verilir. Biz üçüncü kırk günü bile baz alacak olursak Anne rahmine düşen cenin 120 gün sonra bir birey haline gelmiş olur. Dolayısıyla medeni kanuna göre de bu bebek bir birey olarak kabul edilir ve Canlı olarak dünyaya gelmek şartıyla mirasta pay sahibidir.

 

            Birinci Maddemizde bahsetmiş olduğumuz iyi bir Anne- Baba yetiştirme görevimiz nerde başlamış oldu. Çocuk Anne rahmine düştükten 120 gün sora. Bunu Düştüğü andan itibaren diyenleri de göz ardı etmemek lazım. Görevimiz başladı. Peki neler yapacağız…!

 

            Yediğimize, içtiğimize dikkat edeceğiz. Giydiğimize, konuştuğumuza dikkat edeceğiz. Tıbben araştırabilirsiniz. Çocuk Doktorlarına, Psikologlara ve ya aklınıza gelen her kim varsa, Mesela herkesin elinde akıllı cep telefonları var Google amcaya da sorabilirsiniz.

 

            Anne rahminde bulunan çocuk sesleri işitir, Annesinin üzüntüsünü, sevincini ve kederini hisseder. O halde geleceğimiz, göz aydınlığımız olan çocuklarımızı nasıl istiyorsak öyle yetiştirelim. “Ne doğrarsan çanağına o gelecek kaşığına” Çocuklarımızın önce kendisine, Anne-Babasına, çevresine, vatanına ve milletine hayırlı birer birey olmasını istiyorsak görevimiz başlamış, eğitimimiz başlamıştır. Ders zili çaldı buyurun derse. Ders ciddiyet ister, ders gayret ister, ders fedakârlık ister. Durmak yok, duraksamak yok, kaytarmak ve kaçamak yok.

 

            “Üreyiniz çoğalınız. Kıyamet günü ben ümmetimin çokluğuyla iftihar edeceğim” buyuran Peygamberimiz (sav) bizlere evlenmeyi emrediyor. Her şeyimizi bilinçli olarak yapacağız. Evlenmemiz, eş seçimimiz bilinçli olacak. Bismillah diyerek işe başlayacağız. Her işin başı bismillah, Her yerde bismillah, Yatarken bismillah, kalkarken bismillah, yerken bismillah, bismillh, bismillah bismillah.

 

            Çocuğumuz ile Anne rahminde başlayan eğitimimiz, çocuğumuz dünyaya gelince daha da yoğunlaşıyor ve zorlaşıyor. Çocuklarımızla ve çocuklarımızın yanında çevremizle olan ilişkilerimiz bilinçli olmalıdır. O anlamaz o çocuktur yok. Yaradan Mevla her canlıya bulunduğu ortama ve konumuna göre anlama ve kavrama kabiliyeti vermiştir.

 

            Çocuklarımızla hep doğru iletişim kuracağız, doğruları konuşacağız, helalinden besleyeceğiz. Anne rahminde olan çocuğumuzla konuşacağız. Ona güzel, latif sözler söyleyeceğiz. Ona masal oku, hikâye oku, Kuran oku, ilahi oku. Güzel güzel ninniler söyle. Dünyaya geldikten sora da aynen devam et.

 

            Lütfen çocuklarınızın yanında eşlerinizle ve ya bir başkasıyla tartışmayınız. Kavga hiç yapmayınız. Güzel söz, tatlı söz, doğru söz söyleyeceğiz.

 

            Bir sonraki başlığımız.     

 

3 – Çocuklara ev ekonomisini öğretin.

HÜSEYİN BALCI

Okunma Sayısı: 171

Yorum Ekle

YAZARIN DİĞER YAZILARI