MİRAC KANDİLİ   

İlyas TEKİN

Senede bulunan 5 mübarek geceden ikisi Receb ayındadır. Birincisi Regâib Kandili. Receb ayının ilk Cuma gecesi idi.

İkincisi Mirac Kandili, Receb ayının 27. gecesidir. İçinde iki mübarek gece bulunan başka bir ay yoktur. Bu Receb ayının bir özelliğidir.

Mirac, "yükseğe çıkmak ve yücelmek" demektir. Mirac, sevgili Peygamberimizin gecenin az bir kısmında Mekke'deki Mescidi Haram'dan Kudüs'teki Mescidi Aksa'ya gitmesi; oradan yedi kat göklere ve daha yüksek makamlara yükselmesi; çok büyük tecellilere mazhar olduktan sonra tekrar yerine dönmesidir.

Peygamberimizin en büyük mucizelerinden biri olan Mirac hadisesi, hicretten bir buçuk yıl önce meydana gelmiştir. Mirac'ın diğer bir adı "İsra"dır. İsra "gece yolculuğu" demektir ki, bu mucize de gecenin az bir kısmında gerçekleşmiştir.

Bu mucizeden bahseden İsra süresinin ilk âyeti kerimesinde "İsra"; hadisi şeriflerde ise Mirac tabiri kullanılır. Bu âyeti kerimede Yüce Allah (cc) şöyle buyuruyor:

" Kulunu (peygamberimizi) gecenin az bir kısmında delillerini göstermek için Mescidi Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya götüren Allah (cc), noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki O, her şeyi işitir ve her şeyi görür." ¹

Bu büyük yolculuk başlamadan önce Cebrail (as) bazı meleklerle gelmiş, göğsünü yarmış, ameliyat etmiş, Zemzem suyu ile yıkayarak ilim, iman ve hikmetle doldurmuş. Ondan sonra yolculuk başlamış...

Esasen bu ameliyat dört defa gerçekleşmiştir. Birincisi, Peygamberimiz 4 yaşında ve sütannesi Halime'nin yanında, çocuklarla oynarken, beyazlara bürünmüş iki melek onu çocukların arasından alıp tenha bir yere götürerek gerçekleşmiş ve O'nda büyük değişiklikler meydana gelmiştir.

İkincisi, Peygamberimiz 10 yaşında iken olmuş.

Üçüncüsü 40 yaşında iken, 610 yılı Ramazan ayında Hıra Mağarası'nda inzivaya çekildiği zaman Kadir Gecesi olmuş ve "OKU" diye başlayan ilk beş âyeti kerime indirilmiştir.

Dördüncüsü de Mirac yolculuğu başlamadan önce... Siyer kaynaklarında bu ameliyat: "Şakk-ı Sadr" (göğsün yarılması) ve "Şerh-i Sadr" (göğsün açılması) diye geçer. ²

İşte sevgili Peygamberimiz, Cebrail (as) tarafından Burak denen bir bineğe bindirilerek Mescidi Haram'dan Mescidi Aksa'ya; oradan da Refref denen bir çeşit ilahi asansörle yedi kat semaya ve daha yükseklere götürüldü. Yedi kat semada her bir katta ayrı peygamberlerle görüşüp konuştular, namaz kıldılar. Mirac hadisi şerifinde bunlar genişçe anlatılır. ³ Ki son nokta denilen "Sidrei Münteha"ya kadar Cebrail (as) ile beraber; ondan sonra ise yalnız yükseltilmiştir.

Çünkü Cebrail (as)'a oraya kadar müsaade edilmişti.

Sidrei Münteha'dan sonrasını Kur'an-ı Kerim'den dinleyelim:

"O en yüksek bir ufukta idi. Sonra yaklaştı ve sarktı. Derken araları iki yay arası kadar kısaldı veya daha az! O, kuluna vahyedeceğini vahyetti. Gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı. Şimdi siz, O'nun gördüklerine karşı münakaşa mı ediyorsunuz? Andolsun ki, Sidretül-Münteha (yaratıklar âleminin son noktası, ötesi, gayb âlemi)'nın yanında O'nu önceden bir defa daha görmüştü. Cennetül-Me'vâ da onun yanındadır. O zaman Sidretül-Münteha onu kaplayan şeylerle donatılmıştı. Muhammed'in gözü ne kaydı ve ne de sınırı aştı. Şüphesiz orada Rabbinin delillerinden en büyüğünü gördü." ⁴

Bu makamda kendisine 3 hediye verildi:

1- Bakara sûresinin son iki âyeti kerimesi. Özellikle Yatsı namazından sonra okunan "Amener-resülü..." diye başlayan iki âyeti kerime.

2- Ümmetinden şirk koşmayanların (kul hakkı hariç) günahlarının affedileceği müjdesi.

3- Beş vakit namaz.⁵

Mirac'ın en büyük hediyesi namazdır ve namaz müminin miracıdır. Namazın her iki rek’atinde oturuşta okunan Tahiyyat duası da o yüksek makamlarda okunmuş Mirac’ın bir hediyesidir. “Ettehiyyatü” ile başlayan cümle Peygamberimize, “Esselâmü aleyke” cümlesi Hz. Allah (cc)’a, “Esselâmü aleyna” cümlesi yine Peygamberimize ve “Eşhedü” ile başlayan cümle, Cebrail (as) ve orada bulunan meleklere aittir. ⁶  İşte biz her namazda tahhiyyatta bu duayı okuyoruz.  

Namaz Mirac'da farz kılındığına göre Müslümanlar ondan önce namaz kılmıyorlar mıydı? Evet, kılıyorlardı. Bunun iki vakit namaz olduğu biliniyor. Güneşin doğuşu ile batışından önce kılınan sabah ve akşam namazı (veya ikindi namazı). ⁷ Esasen bütün ilâhî dinlerde namazın var olduğunu Kur'an-ı Kerim haber vermektedir.

Tabii ki, Mekke müşrikleri Mirac Mucizesine inanmadılar ve Peygamberimize: "Mademki gittin gördün, söyle bakalım, Mescidi Aksa'nın kaç kapısı ve kaç penceresi vs. var?" diye sordular. Bunun üzerine peygamberimiz onlar ne sorduysa hepsine tek tek cevap verdi. Bunu da kendisi şöyle anlatıyor:

"Allah Mescidi Aksa'yı bir anda gözümün önüne getirdi ve ben onlar ne sorduysa hepsine cevap verdim." ⁸ Neden olmasın?

Daha sonra inanmayanlar, Ebubekir Sıddîk (ra)'a giderek alaylı bir şekilde durumu anlatınca O, şöyle cevap vermiş:

"Eğer O, bunları söylüyorsa, inanıyorum, doğrudur."

Onun için kendisine "çok doğru" manasında "Sıddîk" unvanı verildi. ⁹

Şunu da belirtmek lazım ki, Mirac hem ruh ve ceset olarak ve hem de rüyada değil uyanıkken olmuştur. ¹⁰ Aksi halde Mirac, mucize olmaktan çıkar... Ortalıkta bunları ve pek çok şeyi inkâr eden din adına ahkâm kesen bir sürü kişi var. Nitekim “Kandil geceleri yoktur” veya “Kur’an’da yoktur”; “Kur’an’da var mı?” diyenler var. Çok dikkatli olmak gerekiyor. Yukarıda bahsedildiği gibi Mirac ve Mirac’ın gece yolculuğu olduğu hakkında âyeti kerime vardır.

 Mirac'da Peygamberimizin Mescidi Haram'dan Mescidi Aksa'ya gidişi âyeti kerime ile sabit olduğundan inkâr eden küfre gider. Yedi kat göklere ve daha yükseklere çıkması ise hadisi şeriflerle sabittir.

   1400 küsur sene önce gerçekleşen Sevgili peygamberimizin göğüs-kalp ameliyatı, bir aylık mesafe olan Mescidi Haram’dan Mescidi Aksa’ya kısa zamanda gitmesi, yedi kat göklere ve daha yükseklere yükseltilmesi, soru sorduklarında bir anda Mescidi Aksa’nın gözlerinin önüne gelmesi ve benzeri mucizelere inanmak, bugün için artık zor olmasa gerek. Çünkü insanların yaptığı bazı aletlerle bunların bazıları gerçekleşiyor. Kalp ameliyatları, uçuşlar, aya çıkma vs. Mirac mucizesiyle bunlara da işaret edilmiş olabilir. Eğer bunlar, insanların yaptığı aletlerle gerçekleşirse, şüphesiz ki Yüce Allah (cc) istedikten sonra, melekleri ve bizim göremediğimiz orduları vasıtasıyla haydı haydı gerçekleşir. Çünkü O, bir şeye “ol” dedi mi hemen, bir anda olur. Asla zorluk yoktur.

  Mirac gecesini ibadetle geçirmeli. Kazası olan, kaza namazı, olan da olmayan da nafile namaz kılar, Kur'an-ı kerim okur, tespih çeker, tövbe-istiğfar eder. Gündüz oruç tutup, gecesini de ihya etmek çok sevaptır. Receb ve Şaban ayında oruç tutmak da faziletlidir. Mübarek geceleri ihya etmek için her türlü ibadet ve hayır yapılabilir. Ama daha çok bu gecelerde namaz kılınır ve nasıl namaz kılalım diye sorulur.

Gerçi bazılarına göre, mübarek gecelerde namaz yokmuş,  bid'atmış; hatta bazılarına göre Kandil gecesi de yokmuş. Ne derse desinler, bu geceleri ibadetle ihya eden kazanır.

 Çünkü namaz Mirac'ın en büyük hediyesidir ve namaz dinin direğidir. Zaten mübarek bir gece başka nasıl değerlendirilir? Elbette ki şart ve zorunlu değil. İsteyen kılar, istemeyen kılmaz. Kılmayan da günah işlemiş olmaz. Ama kılan, çok sevap kazanır. Çünkü mahşerde ameller tartılırken, kaza borcu olanlar için nafile (fazladan kılınan) namazlara bakılır ve kaza borçları tamamlanır…

Bu sebeple bu gece 12 rek'at namaz kılmak müstahsen (güzel) görülmüştür. Her rek'atte bir Fâtiha ile on İhlâs süresi okunur ve iki rek'at'te bir selam verilir. Namazdan sonra yüz defa "Sübhanellahi velhamdülillahi…" tespihi ile yüz istiğfar ve yüz Salavatı Şerife okunur. ¹¹

Dua vaktidir. İstemesini bilirsek mutlaka yüce Allah (cc) bize icabet eder. Çünkü O: “Bana dua edin, ben de icabet edeyim.” ¹² buyuruyor. Yüce Rabbimiz ülkemizi, vatanımızı ve milletimizi her türlü tehlikelerden muhafaza buyursun. Mirac gecemiz mübarek olsun; bütün kötülüklerin def'ine ve bütün iyiliklerin celbine vesile olsun inşallah.

1-    İsrâ süresi/17, âyet: 1

2-   Tecrîdi Sarîh T., c:2, s:273-274; c: 10, s: 66; Tefsirü Beydâvî, c: 1, s: 313; Rûhul-beyan

     Tefsiri, c: 5, s: 106-107

3-   Tecrîdi Sarîh T., c:2, s:261-278; Hak Dini Kur’an Dili, c: 5, s: 3147; Rûhul-beyan

     Tefsiri, c: 5, s: 114-117; İrfan yücel, Peygamberimizin Hayatı, s: 83-84; Ali H. Berki-

    Osman Keskioğlu, Hz. Muhammed, s: 47-148; Tefcîrüt-Tesnîm fî Kalbin Selîm, s:

       198-200.

4-   Necm süresi/53, âyet: 7-18

5-    Hak Dini Kur'an Dili, c:7, s: 4578;  Peygamberimizin Hayatı, s: 83-84; Ali H.

 Berki- Osman Keskioğlu, Hz. Muhammed, s: 149; İrfan yücel, Peygamberimizin Hayatı, s:84

6-   Rûhul-beyân Tefsiri, c: 5, s: 121

7-   Tecrîdi Sarîh T., c:2, s: 279; İrfan yücel, Peygamberimizin Hayatı, s: 83-84; Tefsirü   

      Beydâvî, c: 2, s: 35, 221; Hak Dini Kur’an Dili, c: 5, s: 3145; Tâhâ süresi /20, âyet:130;  

      Kaf süresi /50, âyet:39; Mü'min (gafir) süresi /40, âyet: 55

8-   Tecrîdi Sarîh T., c:10, s:59-60; Tefsirü Beydâvî, c: 1, s: 313; Hak Dini Kur’an Dili, c: 5, s:

     3145-3146; İrfan yücel, Peygamberimizin Hayatı, s: 85

9-   Tecrîdi Sarîh T., c: 10, s:60; Tefsirü Beydâvî, c: 1, s: 313; Hak Dini Kur’an Dili, c: 5, s:

     3145; Ali H. Berki- Osman Keskioğlu, Hz. Muhammed, s: 150-151

10-  Tecrîdi Sarîh T, c: 2, s:262; c:10, s:58, 76; Tefsirü Beydâvî, c: 1, s: 313; Hak Dini Kur’an

    Dili, c: 5, s: 3151-3152; Rûhul-beyan tefsiri, c: 5, s: 104

11-  Nimeti İslâm, s:327; Büyük İslâm İlmihali, s: 205; Tefcîrüt-Tesnîm fî Kalbin Selîm, s:

       201.

12-  Mü’min sûresi  /40, âyet: 60; Bakara sûresi /2, âyet: 186.

 

İLYAS TEKİN

Okunma Sayısı: 513

Yorum Ekle


YAZARIN DİĞER YAZILARI