• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

Sayın Üyelerimiz, Yüksek öğretim kurumlarında eğitim gören üniversite öğrencilerimize burs sağlanmaktadır. Öğrenci burslarına yapmış olduğunuz katkılar için teşekkür ederiz.


**DUYURU** 
01/10/2008 tarihli ve 30552 sayili Resm  Gazete'de yayımlanan Dernekler Yonetmeliginin 83. maddesine göre derneklerin üyelerine ait bilgileri DERBIS'e (Dernek Bilgi Sistemi ) kaydetme zorunlulugu getirildi. Bu nedenle 2022 yılına  ait aidatların ödemesi ve sistemdeki kişi listelerinin güncellenmesi gerekmektedir.Üye bilgilerinin iletilmemesi veya yıllık aidatın ödenmemesi durumunda Dernek Tüzüğünün ilgili Maddesi gereği üyelikleri düşmüş olacak.
“ Dernek üye aidat ödemelerini  AKBANK  İSTANBUL ÇAĞLAYAN ŞUBESİ TR980004600352888000054496  nolu  iban numarasına gönderebilirler açıklama kısmına 
Aidatı gönderen kişinin Adı Soyadı TC ve telefon numarasının yazılzması gerekiyor.
Ayrıca üye aidat borcu olmayan üyelerimiz  isterlerse “ bağış veya Öğrenci  burs ödemesi”olarak ödeme gönderebilirler.
Sevgi ve saygılarımızla. Dernek Yönetim kurulu adına
Başkan  Turan BALCI


Düğün Nikah ve diğer planli etkinlikleri https://www.ilicakoy.com/Etkinlikler sayfasından takip edebilirsiniz.


Rize Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 34,4372   34,4992
EURO 36,3826   36,4482
       
Özlü Sözler
Seni iki şey anlatır. Hiçbir şeyin yokken gösterdiğin sabır ve her şeyin varken gösterdiğin tavır. Hz. Mevlana
REGÂİB GECESİ

REGÂİB GECESİ

     İlyas TEKİN

Mübarek aylar girince bazılarının, başka işleri yokmuş gibi, kafayı kandil gecelerine takmaları esef vericidir. Belki insanlar iki rek’at namaz kılacak yahut oruç tutacak, başlarlar kafa karıştırmaya. Neymiş, “Kandil gecesi yokmuş veya kandil gecesinde namaz, oruç, ibadet yokmuş; âdet, gelenekmiş, hatta cahillerin uydurduğu bid'atmış!” Onlar takınca, “demek ki yokmuş” deyip onlara takılanlar da oluyor. Üzülmemek mümkün değil. Bunlar asla doğru değildir.

 Dayandıkları şey, Osmanlı Padişahı II. Selim döneminde (1566-1574) camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için bu gecelere kandil geceleri denilmesi.1 Sanırsınız, o tarihten önce mübarek gün ve geceler yoktu. Halbuki mübarek aylar, mübarek gün ve geceler, ta Âdem (as)’dan beri vardır. Belki "kandil" kelimesi şaşırtıyor. Ama bu Türkçede kullanılıyor. Aslı "mübarek gece”dir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadisi şeriflerde böyle geçer. Onun için biz de “Regâib Gecesi” ifadesini kullandık. Hepsi zaten beş tane. Mevlid, Regâib, Mirâç, Berat ve Kadir gecesi. Bunlara Cuma ile Tevriye, Arefe ve Bayram gün ve gecelerini de ilave edebiliriz. Hepsinin mesnedi vardır. Daha çok beş kandil gecesi için sorulur veya fazladan namaz kılınır, ibadet yapılır, gündüzleri de oruç tutulur. Şüphesiz ki, farz-vacip değil, bir zorunluluk yok, ama sevabı çok. Hem mübarek geceler başka nasıl değerlendirilir?

Kur’an-ı Kerim’de “Dâl” ve “Mudıll” kelimeleri geçer. “Dalle” kelimesi türevleriyle beraber 181 yerde geçiyor. “Dâl” azıcı ve azdırıcı2, sapmış/sapıtmış; aynı kökten gelen “dalâl” bâtıl, dosdoğru yoldan sapmak3, “Mudıll” ise başkalarını da sapıttıran demektir. Her namazın her rek’atinde okuduğumuz Fâtiha sûresinin son âyeti kerimesi “veled-dâllîn” diye bitiyor. Burada şöyle dua ediyoruz: “Bizi dosdoğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanların, sapıkların, sapmışların, sapıtmışların yoluna değil.”4

Son devir Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi İslam âlimlerinden Mehmed Zihni EfendiNimeti İslâm5 ve Ömer Nasuhi BilmenBüyük İslâm İlmihali”nde (başka da var) 6 bu mübarek 5 geceden ve kılınması uygun görülen namazlardan bahsetmektedirler. Ki en zayıf olanı Regâib gecesidir. Mirâç, âyeti kerime ile sabit olup bu mucize sebebiyle o sûreye İsrâ sûresi denmiştir. Kadir gecesi hakkında hususi bir sûre vardır. Berat gecesine işaret eden âyeti kerimeler, hepsi hakkında hadisi şerifler vardır. Mevlid, sevgili peygamberimizin doğduğu gecedir.

Sevgili Peygamberimizin Regâib gecesi hususi tecellilere mazhar (pek çok rûhânî ahvâl ve ikrama kavuşmuş) olduğu ve şükür maksadıyla 12 rek'at namaz kıldığı ifade edilmektedir.7  

Mehmed Zihni Efendi,  bu gece ile ilgili şöyle diyor:

Erbaîni Nevevî’nin beşinci hadisin şerhinde şeyh İsmail Hakkı (Bursevî ks) demiştir ki: ‘ O gece hususi üzere, tecellii ef’al vaki olup Cenabı nübüvvet (sa), nuri ef’ale müstağrak olmakla, şükren lillahi teâlâ on iki rek’at Regâib namazı kılmışlardır.8

Ömer Nasuhi Bilmen de şöyle diyor:

Regâib gecesi pek mübarek bir gecedir. Zaten Regâib; nefis, mergup, bahası ağır (değerli), ve çok atâ (vermek) ve ihsan manasına olan “Ragibe”nin cemidir. Bu geceyi ibadetle ihyanın sevabı pek çoktur. Fakat bu gecede kılınacak namazın mesnuniyeti, mendubiyeti hakkında kuvvetli bir delil mevcut görülmemektedir.9 Ne kadar güzel izah etmişler.

Kuvvetli delil olsa zaten mutlaka kılınması icap ederdi; kılmayanlar sünneti-vacibi terk etmiş olurdu.  Çünkü hem Cuma gecesi, hem de Peygamberimizin hususi tecellilere mazhar olduğu bir gece, ihya edenler çok büyük sevap kazanırlar. Nitekim İmam Gazalî de meşhur eseri İhya’da bu namazdan geniş şekilde bahsetmektedir.10 İbni Âbidin de Regâib namazından bahsederek “bu namazın tek başına kılınması gerektiğini, fakat cemaatle kılınmasının mekruh ve bid’at olduğunu” beyan etmektedir.11

Yani bid’at (sonradan uydurulmuş) olan, davet (çağrı) yoluyla cemaatle kılınmasıdır, tek başına kılmak çok sevaptır. Zaten nafile namazlarda asıl olan, cemaatsiz/tek başına kılmaktır. Riya ihtimali olmadığı için evde kılmak daha faziletlidir. Karıştırmamak lazım! Dolayısıyla asıl cehalet, bu mübarek geceleri yok saymak ve bu gecelerde/günlerde namaz, oruç, ibadet yoktur demek olsa gerek.

Recep ayının ilk Cuma gecesi Regâib Gecesi'dir.

Regâib, "Rağibe"nin çoğuludur. Rağibe, Arapça bir kelime olup: "değerli, kıymetli, rağbet edilen" demektir. Bu gecenin faziletli olmasının asıl sebebi, Peygamberimizin bu gece hususi tecellilere mazhar olması ve şükür maksadıyla on iki rek'at namaz kılmasıdır.12  

Peygamberimizin, bu gecede vâlideleri Hz. Âmine Hatun'un rahmine intikal ettiği iddiası doğru değildir. Belki O'na hamile olduğunu anladığı gece olabilir.13    

İsmail Hakkı Bursevî (ks), Rûhul-beyân tefsirinde şöyle diyor:

"İlim ehli, Ramazan ayının en faziletli ay olduğunda ittifak etmişlerdir. Çünkü Kur'an-ı Kerim bu ayda indirildi. Sonra Rebîul-Evvel ayı. Çünkü bu ayda Rahman'ın Habibi-sevgili Peygamberimiz doğdu. Sonra Recep ayı. Çünkü bu ay, 4 Haram Ay'dan biridir. Sonra Şaban ayı. Çünkü o, Rahman'ın Habibinin ayıdır; o ayda ameller ve eceller (her şey) taksim edilir ve iki büyük ayın arasındadır. Sonra Zilhicce, hac ayı ve ilk on günü. Sonra Muharrem ayı ki Peygamberler ayı ve Haram ayların birincisidir..."14

Aynı müfessir şöyle diyor: "Hz. Allah (cc), bir kulunu sevdiği zaman, böyle kıymetli zamanlarda o kuluna salih ameller-ibadetler yapmayı nasip eder; sevmediği kimseye de kötü ameller nasip eder (kul ister, O yaratır) ve o kişi böyle güzel zamanların bereketinden mahrum kalır. Onun için mübarek zamanlarda gaflet göstermemek lazım."15

Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha da kıymetli oluyor. Allah Teâlâ, bu gecede müminlere, ragibetler (in'am ve ikramlar) ihsan eder; bu geceye hürmet edip ihya edenleri (kul hakkı hariç) affeder, yapılan duaları kabul eder; namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, bol sevap verir. Regâib gecesini ibadetle geçirmeli. Kazası olan, kaza namazı kılar, (bize göre) olan da olmayan da nafile namaz kılar, zira hadisi şerife göre, ihtiyaç olduğunda farzlar nafilelerle tamamlanacaktır;  Kur'an-ı kerim okur, tövbe-istiğfar eder. Perşembe günü ve Receb ayında oruç tutmak da çok faziletlidir.

Bütün fıkıh kitaplarında “Gece Namazı”, “Geceleri ihya”, “Nevâfil” ve “Tatavvu” (nafile-fazladan kılınan namaz) bölümleri vardır. Özellikle İbni Âbidin, özel bölümler halinde: “gece namazı, bayram gecelerini, Berat gecesini ve Ramazan’ın son on gecesi ile Zilhicce’nin ilk on gecesini ihya, Regâib, İstihare, Tesbih ve Hacet namazları”ndan bahs eder. Diğerleri de.16 

Geceler, namazla, zikirle, fikirle, evradu ezkârla değerlendirilir. Başka nasıl olur? Gece namazı gündüz kılınan namazdan daha faziletlidir. İbadet deyince zaten ilk önce namaz akla gelir. Namaz hakkında Kur’an-ı Kerimde 100 kadar âyeti kerime 17 ve çok sayıda hadisi şerif var.  "Namaz dinin direğidir."18

Peygamberimizin: " Gözümün nuru namaz."19  "O iki rek'at namaz, bana dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır."20  “Kulun Rabbine en yakın olduğu an secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua ediniz!” 21 buyurduğu riyadan uzak, hakkıyla kılınan namaz. Ama namazların kaç rek’at olduğu, nasıl kılınacağı; orucun nasıl tutulacağı, zekâtın nelerden ne kadar verileceği ve haccın nasıl yapılacağı da Kur’an-ı Kerim’de geçmez. Bunları peygamberimiz hem uygulamış ve hem de öğretmiştir.

 Mübarek gün ve geceler vardır. Birçok âyeti kerimede “ibadet edenler övülmekte”,22  Müslümanların iyi işlerde birbiriyle yarışması”23 ve “iyilikte yardımlaşması”24 teşvik edilmektedir. Cennete gidecek takva sahiplerinden bahsedilirken: “geceleri az uyur ve seher vakitlerinde istiğfar ederler.” buyurulmaktadır.25

Sevgili Peygamberimiz, “farz ve vacip ibadetleri hakkıyla yerine getirenlerin kurtuluşa ereceğini müjdelemiş”;26nafile (fazladan) ibadet yapanların Allah’ın sevgili kulları olduğunu” belirterek27 ashabı kiramını kendilerine, ailelerine ve topluma karşı görevlerini ihmal etmemek ve ölçüyü kaçırmamak şartıyla28nafile ibadet yapmaya teşvik etmiş”;29ahirette farz ibadetlerdeki eksiklerin nafile ibadetlerle tamamlanacağını haber vermiştir.”30  

Bunları söylerken kendisi de yüce Allah (cc)’ın bağışlamasına mazhar olduğu halde31 şükreden bir kul olma gayretini asla ihmal etmeyerek farzların dışında çokça ibadet yapmış;32 bazı mübarek gün ve gecelerin değerlendirilmesini tavsiye etmiştir.33

Daha ne olsun? Farz ve vacip ibadetlerin dışında fazladan ibadet yapanlar, çok büyük sevap kazanır. Peygamberimiz kıldığına göre, arzu edenler için tavsiye edelim. İsteyen kılar, isteyen kılmaz. Zaten bir zorunluluk yok. Bu mübarek gecede 12 rek’at namaz tavsiye edilmiştir.34  

2 rek’atte bir selam verilir. Her rek’atte 1 Fâtihâ, 3 Kadir süresi ve 12 İhlâs süresi okunur. Bilenler okur, bilmeyenler bildiği süreyi okur. Son selamdan sonra 70 defa:

"ALLAHUMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNÂ MUHAMMEDİNİN-NEBİYYİL-ÜMMİYYİ VE ALÂ ÂLİHİ VE SAHBİHİ VE SELLİM" ; sonra secdeye gidilir ve 70 defa:

"SUBBÛHUN KUDDÛSUN RABBUNA VE RABBÜL-MELÂİKETİ VERRÛH" ; sonra iki secde arasında 70 defa:

"RABBİĞFİR VERHAM VE TECÂVEZ AMMA TA'LEM İNNETE ENTEL-EAZZUL-EKREM" duası okunur. Tekrar ikinci secdeye gidilir ve birinci secdede okunan SUBBÛHUN KUDDÛSUN duası 70 defa okunur. Bu Salât ve selam ile duaları bilenler okur, bilmeyenler de namazdan sonra içinden geldiği gibi Rabbine yalvarır, dua eder.

 Regâib gecemiz mübarek, dualarımız kabul olsun. Yüce Rabbimiz, bizleri her türlü kötülük ve kazalardan-âfetlerden korusun, maddî-manevi rahmetini ihsan buyursun inşaallah.

  1. 1, İslâm Ansiklopedisi, TDV, Ankara 2011, c: 24, s: 300-301.
  2. 2. Karahisarî, Mustafa Şemseddin, Ahteri Kebîr, İstanbul 1310, s: 488.
  3. 3. Mu’cemü’l-vecîz, Mısır 1980, s: 382.
  4. 4. Fâtiha sûresi /1, âyet: 6-7.
  5. 5. Mehmed Zihni Efendi,  Nimeti İslâm, İstanbul 1971, s: 325-327.
  6. 6. Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul tarihsiz, s: 205-206; ayrıca bkz.

 Ali Fikri Yavuz, İslâm İlmihali, İstanbul 1979, s: 529-532.

  1. 7. Mehmed Zihni Efendi,  Nimeti İslâm, İstanbul 1971, s: 327, 327/4; Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul tarihsiz, s: 205; Ali Fikri Yavuz, İslâm İlmihali, İstanbul 1979, s: 530-531.
  2. 8. Mehmed Zihni Efendi,  Nimeti İslâm, İstanbul 1971, s: 327/4.
  3. 9. Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul tarihsiz, s: 205.
  4. 10. Bkz. İmam Gazâlî, İhya T, İstanbul 1973, c:1, s: 554-555; Mehmed Rahmi Efendi, Tefcirüt-Tesnim fî kalbin selîm, İstanbul 1965, s: 195.
  5. 11. İbni Âbidin, Reddul-muhtar aled-durril-muhtar, Beyrut tarihsiz, c: 1 s: 461; İbrahim Halebî, Halebî Sağîr, İstanbul 1973, s:250; Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul tarihsiz, s: 205.
  6. 12. Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul tarihsiz, s: 205; Mehmed Zihni Efendi,  Nimeti İslâm, İstanbul 1971, s: 327/4.
  7. 13. Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul tarihsiz, s: 205; Mehmed Zihni Efendi,  Nimeti İslâm, İstanbul 1971, s: 327/4. 
  8. 14. Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-beyân tefsiri, İstanbul 1969, c: 3, s: 423.
  9. 15. Bursevî, İsmail Hakkı, Rûhul-beyân tefsiri, İstanbul 1969, c: 3, s: 423.
  10. 16. Bkz. İbni Âbidin, Reddul-muhtar aled-durril-muhtar, Beyrut tarihsiz, c: 1, s: 459-465; Molla Husrev, Dureru’l-hükkâm fî şehi gureri’l- ahkâm, İstanbul 1967, c: 1, s: 112-120; Ahmed el-Kudûrî, Kudûrî, İstanbul 1398, s: 16-17; İbrahim Halebî, Halebî Sağîr, İstanbul 1973, s: 231-238; Şürünbülâlî, Nûrul-izah, Mısır 1958, s: 76-79.
  11. 17. Muhammed Fuad Abdul-Bakî, el-Mu’cem’ul-muferhres li elfâzi’l-Kur’anil-Kerim, Beyrut tarihsiz, s: 412-414.
  12. 18. Tirmizî, İman, 8; Ayrıca Bk. İbni Mâce, Fiten, 12.
  13. 19. Nesâî, İşretün-nisa, 1; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III/128,199, 285.
  14. 20. Müslim, Kitabü salatil- müsafirin, 14.
  15. 21. Müslim, Salât 215; Nesâî, Mevakît, 35, Tatbîk 78; Tirmizî, Daavat, 118; Ahmed bin Hanbel, II, 421.
  16. 22. Tevbe süresi /9, âyet: 112; Zümer süresi /39, âyet: 9.
  17. 23. Mâide süresi /5, âyet: 48.
  18. 24. Mâide süresi /5, âyet: 2.
  19. 25. Zâriyât süresi /51, âyet: 17-18.
  20. 26. Buhârî, İman, 34, Savm, 1, Zekât, 1; Müslim, İman, 8, 9, 15.
  21. 27. Buhârî, Rikak, 38; Müsned, VI, 256.
  22. 28. Buhârî, Nikâh, 1.
  23. 29. Müslim, Müsâfirîn, 103; Ebû Dâvûd, Tetavvu, 7; Tirmizî, Vitir, 15.
  24. 30. İbni Mâce, İkametü’s-salât, 202; Ebû Dâvûd, Salât, 144, 145; Tirmizî, Salât, 188; Nesâî, Salât, 9.
  25. 31. Feth süresi /48, âyet: 2.
  26. 32. Buhârî, Teheccüd, 6, Tefsîrü süre 48, 2; Müslim, Münafikîn, 79-81; Tirmizî, Salât, 187;   Nesaî,  Kıyâmül-leyl, 17; İbni Mâce, İkame, 200.
  27. 33. Tirmizî, Savm, 39; bkz. Fetvâlar, DİB, İstanbul 2019, s: 158; bkz. Bkz. İslâm Ansiklopedisi, TDV, İstanbul 2006, c: 32, s: 290-293.
  28. 34. İmam Gazâlî, İhyâ T, İstanbul 1973,  c: 1, s: 554-555; Mehmed Rahmi Efendi, Tefcirüt-Tesnim fî kalbin selîm, İstanbul 1965, s: 195; Mehmed Zihni Efendi,  Nimeti İslâm, İstanbul 1971, s: 327; İbni Âbidin, Reddü'l-muhtar ale'd-dürri'l-muhtar, , Beyrut tarihsiz, c: 1, s: 461.


İLYAS TEKİN

Okunma Sayısı: 475


18.219.207.11








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Başkan'ın Mesajı
Aidat Borcu Sorgulama
Son Ziyaretçi Yorumları
Turgut Tekin
Değerli Köylülerim, bir konuda fikirlerinizi bizimle paylaşmanızı rica ediyorum. Mevsim nedeniyle Düğün ve Nikah merasimlerinde yoğunluk yaşanmaktadır. Günümüz trafik ve ulaşım maliyetleri nedeniyle uzak bölgelerden Düğün ve Nikah salonlarına ulaşmak zorlaşmıştır. Bu nedenle köylülerimizin evlenecek çiftlere hediyelerini ulaştırabilmeleri için, Davetiye SMS altına evlenecek çiftin IBAN numarasının yazılması ve Düğün davetiyelerinin dağıtılmasında yaşanan zorluk nedeniyle davetiyelerin toplu sms olarak gönderilmesinin yeterli olacağı önerisi hakkındaki görüşlerinizi paylaşmanızı rica ederim.

Hüseyin aksu
Emeği geçen herkesten Allah razı olsun

Turgut Tekin
Değerli köylülerim öncelikle uzaktan yakından Ilıcaköyü Derneği, köy muhtarlığı ve köyümüzle ilgili konuları yakından takip ettiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Köyümüzle ilgili faydalı olabilecek görüş ve önerilerinizi web sitemizin ziyaretci yorumları alanında paylaşmanız, daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Sitemizin yayinlamasini istediginiz haber, bilgi. belge ve resimleri bizimle paylasabilirsiniz. Olumlu veya olumsuz goruslerinizi, musait vakitlerinizde bu mecrada tum koylulerimizin takip edebilmesi için paylasminizi rica ederiz. Saygılarımla


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.

Rize İkizdere Ilıca Köyü Derneği

© Copyright 2022  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top